ArdaAlper tarafından yazılan gönderiler

    Hasta olursam olurum yoksa olmam komlo teorileri var bir sürü

    Tarihte o kadar salgın olmuş en büyüklerinden olan İspanyol Gribi de etkisini aşılama ile tamamen yitirmiştir o zaman da mı komplo teorisi varmış dünyanın nüfusu azalsın diye mi aşı çıkartmışlar. Allah'ınızı seviyorsanız ne komplosu ne teorisi yav insanlar ne acılar çektiler bu hastalık yüzünden :bıktım:

    Karar sizin zaten zorlayan yok başınıza bir şey gelmesin de

    Türkiye'de tahtında oturan "Ana Tanrıça Kibele" heykelinin ilk kez bulunduğu Ordu'daki 2 bin 300 yıllık Kurul Kalesi'nde kazı çalışmalarına tekrar başlandı. Kalenin kuzey tarafında yapılan kazı çalışmalarında 90'a yakın demir ok ucu bulunurken, alanın silah deposu olarak kullanıldığı tahmin ediliyor.

    Mülkiyeti Ordu Büyükşehir Belediyesi’ne ait olan ve Doğu Karadeniz Bölgesi’nin ilk bilimsel arkeolojik kazısı olma unvanına sahip bulunan Kurul Kalesi’nde 11 yıldır süren kazılar, bu yıl da Ordu Büyükşehir Belediyesi’nin desteği ile başladı. Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi FenEdebiyat Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Süleyman Yücel Şenyurt tarafından yürütülen kazılar, Prof. Dr. Şenyurt başkanlığında 15’i işçi, 10’u arkeolog toplam 25 kişilik ekiple yürütülüyor. Çalışmalar, aralık ayının sonuna kadar devam edecek.

    6'ncı Mithridates dönemine ait 2 bin 300 yıllık Kurul Kalesi'nde 11 yıl önce başlatılan kazı çalışmalarında en önemli tarihi eser olarak tahtında oturan 200 kilo ağırlığında ve 1 metre boyunda 2 bin 100 yıllık “Ana Tanrıça Kibele” heykeli ile Bereket Tanrıları Dionyss ve Pan heykeli ve hayvan biçimli dini kap olan riton bulunmuştu.


    “Kurul Kalesi’ndeki çalışmaların kısa süreceğini düşünüyorduk ama kazdıkça arkeolojik doku yayıldı”

    Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi FenEdebiyat Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Süleyman Yücel Şenyurt, kazı çalışmaları hakkında yaptığı açıklamada, “2010 yılında başlayan kazı çalışmalarının 11’inci yılına geldik ve epey bir mesafe kat ettik. Aslında Kurul Kalesi’ni biz 35 senede kazılacak bir yer gibi küçük düşünüyorduk ama kazdıkça tepe kısmında arkeolojik dokunun yayılmaya başladığını gördük. Geçen sene ve önceki senelerde açmaya başladığımız kalenin kuzey ucundaki anıtsal yapıyı ortaya çıkartmaya bu yıl devam ediyoruz” dedi.


    “90’a yakın demirden ‘ok’ açığa çıktı”

    “Özellikle soğuk ve bu yıl kazı çalışmalarında sayıları 90’a yaklaşan demirden ok uçları açığa çıktı” diyen Şenyurt, “Bu sene onların toplu bir halde çıkması, daha üst seviyede çıkıyor olması, buranın bir ikinci katı olduğunu ve dönemin kaleyi savunan askerler için bir silah deposu olduğunu bize gösteriyor. Kazılar devam ettikçe belki daha alt kısımlarda farklı silahlar da bulursak bu düşüncemiz daha netleşecek. İlginç olan durum da ok uçları ile beraber 50’ye yakın pişmiş topraktan aydınlatma kandilleri bulduk. Bunların ikisinin ele geçmiş olması, bizi şimdilik silah deposu olabileceği yönünde bizi düşündürüyor” ifadelerini kullandı.


    “Binanın orta kısmını bulmaya çalışıyoruz”

    Prof. Dr. Şenyurt, kazı çalışmalarında rastladıkları izlere göre burada geçmişte insanların kaçak kazı nedeniyle tahribata yol açtıklarını belirterek, “Burada anıtsal yapıda duvarların 2 metreyi bulması, buranın Kurul’un en önemli yapısı olduğunu bize gösteriyor. Maalesef 1960’lı yıllarda buranın bir kısmı o dönemin kaçakçıları tarafından kazılmış, biz onların kazamadıkları yerleri açığa çıkartıp binanın bu kısmını bulmaya çalışıyoruz. Hedeflerimizden birisi de bu kuzey uçta bir kapı daha bekliyoruz. Onu da açabilirsek herhalde önemli bir ilerleme kaydetmiş olacağız” şeklinde konuştu.


    “Restorasyon çalışmaları anlamında da düşünüldüğü zaman Kurul Kalesi kazıları en az 4050 yıl daha devam eder”

    Prof. Dr. Şenyurt, şu ifadelere yer verdi:

    “Kazılarımıza bu hızla devam edeceğiz. Zirve kısmının kazılması bu tempoyla en az 10 yıl daha devam eder. Ancak insanların beklentisi var, özellikle turistik ziyaret noktası olması anlamında gerekli güvenlik önlemleri alındığı takdirde biz insanları bizi engellemeyecek şekilde burayı ziyaret etmelerini istiyoruz. Restorasyon çalışmaları anlamında da düşünüldüğü zaman Kurul Kalesi kazıları en az 4050 yıl daha devam eder. Çünkü bu Ordu’nun o döneme ait merkezi konumundaki bir yer. Belli ki buluntuları ve mimarisi ile yaklaşık 6070 yıl boyunca bölge hakimiyeti buradan sağlanmış. Diğer bölgelerdeki kalelerin buraya bağlı olduğunu düşünüyoruz.”

    Kurul Kalesi’nde yazılı belgelerin bulunması halinde o dönemdeki gerçek adını da öğreneceklerini ifade eden Şenyurt, “Kendi orijinal adını da arkeoloji ve bilim camiasına kazandırmış olacağız” diye konuştu.

    Türkiye'de tahtında oturan "Ana Tanrıça Kibele" heykelinin ilk kez bulunduğu Ordu'daki 2 bin 300 yıllık Kurul Kalesi'nde kazı çalışmalarına tekrar başlandı. Kalenin kuzey tarafında yapılan kazı çalışmalarında 90'a yakın demir ok ucu bulunurken, alanın silah deposu olarak kullanıldığı tahmin ediliyor.

    Mülkiyeti Ordu Büyükşehir Belediyesi’ne ait olan ve Doğu Karadeniz Bölgesi’nin ilk bilimsel arkeolojik kazısı olma unvanına sahip bulunan Kurul Kalesi’nde 11 yıldır süren kazılar, bu yıl da Ordu Büyükşehir Belediyesi’nin desteği ile başladı. Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi FenEdebiyat Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Süleyman Yücel Şenyurt tarafından yürütülen kazılar, Prof. Dr. Şenyurt başkanlığında 15’i işçi, 10’u arkeolog toplam 25 kişilik ekiple yürütülüyor. Çalışmalar, aralık ayının sonuna kadar devam edecek.

    6'ncı Mithridates dönemine ait 2 bin 300 yıllık Kurul Kalesi'nde 11 yıl önce başlatılan kazı çalışmalarında en önemli tarihi eser olarak tahtında oturan 200 kilo ağırlığında ve 1 metre boyunda 2 bin 100 yıllık “Ana Tanrıça Kibele” heykeli ile Bereket Tanrıları Dionyss ve Pan heykeli ve hayvan biçimli dini kap olan riton bulunmuştu.

    “Kurul Kalesi’ndeki çalışmaların kısa süreceğini düşünüyorduk ama kazdıkça arkeolojik doku yayıldı”

    Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi FenEdebiyat Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Süleyman Yücel Şenyurt, kazı çalışmaları hakkında yaptığı açıklamada, “2010 yılında başlayan kazı çalışmalarının 11’inci yılına geldik ve epey bir mesafe kat ettik. Aslında Kurul Kalesi’ni biz 35 senede kazılacak bir yer gibi küçük düşünüyorduk ama kazdıkça tepe kısmında arkeolojik dokunun yayılmaya başladığını gördük. Geçen sene ve önceki senelerde açmaya başladığımız kalenin kuzey ucundaki anıtsal yapıyı ortaya çıkartmaya bu yıl devam ediyoruz” dedi.

    “90’a yakın demirden ‘ok’ açığa çıktı”

    “Özellikle soğuk ve bu yıl kazı çalışmalarında sayıları 90’a yaklaşan demirden ok uçları açığa çıktı” diyen Şenyurt, “Bu sene onların toplu bir halde çıkması, daha üst seviyede çıkıyor olması, buranın bir ikinci katı olduğunu ve dönemin kaleyi savunan askerler için bir silah deposu olduğunu bize gösteriyor. Kazılar devam ettikçe belki daha alt kısımlarda farklı silahlar da bulursak bu düşüncemiz daha netleşecek. İlginç olan durum da ok uçları ile beraber 50’ye yakın pişmiş topraktan aydınlatma kandilleri bulduk. Bunların ikisinin ele geçmiş olması, bizi şimdilik silah deposu olabileceği yönünde bizi düşündürüyor” ifadelerini kullandı.

    “Binanın orta kısmını bulmaya çalışıyoruz”

    Prof. Dr. Şenyurt, kazı çalışmalarında rastladıkları izlere göre burada geçmişte insanların kaçak kazı nedeniyle tahribata yol açtıklarını belirterek, “Burada anıtsal yapıda duvarların 2 metreyi bulması, buranın Kurul’un en önemli yapısı olduğunu bize gösteriyor. Maalesef 1960’lı yıllarda buranın bir kısmı o dönemin kaçakçıları tarafından kazılmış, biz onların kazamadıkları yerleri açığa çıkartıp binanın bu kısmını bulmaya çalışıyoruz. Hedeflerimizden birisi de bu kuzey uçta bir kapı daha bekliyoruz. Onu da açabilirsek herhalde önemli bir ilerleme kaydetmiş olacağız” şeklinde konuştu.

    “Restorasyon çalışmaları anlamında da düşünüldüğü zaman Kurul Kalesi kazıları en az 4050 yıl daha devam eder”

    Prof. Dr. Şenyurt, şu ifadelere yer verdi:

    “Kazılarımıza bu hızla devam edeceğiz. Zirve kısmının kazılması bu tempoyla en az 10 yıl daha devam eder. Ancak insanların beklentisi var, özellikle turistik ziyaret noktası olması anlamında gerekli güvenlik önlemleri alındığı takdirde biz insanları bizi engellemeyecek şekilde burayı ziyaret etmelerini istiyoruz. Restorasyon çalışmaları anlamında da düşünüldüğü zaman Kurul Kalesi kazıları en az 4050 yıl daha devam eder. Çünkü bu Ordu’nun o döneme ait merkezi konumundaki bir yer. Belli ki buluntuları ve mimarisi ile yaklaşık 6070 yıl boyunca bölge hakimiyeti buradan sağlanmış. Diğer bölgelerdeki kalelerin buraya bağlı olduğunu düşünüyoruz.”

    Kurul Kalesi’nde yazılı belgelerin bulunması halinde o dönemdeki gerçek adını da öğreneceklerini ifade eden Şenyurt, “Kendi orijinal adını da arkeoloji ve bilim camiasına kazandırmış olacağız” diye konuştu.

    Ordu'nun en önemli arkeolojik bölgesidir o yüzden sizinle paylaşayım dedim

    Çünkü dünya nüfusunu 500 milyonun altına indirmek için yeterli sayılmaz bu tür şeyler. Aşılarla hastalıklarla olabilecek iş bu. Toplu ölümler olması lazım. Senin anlattığın zararlı yiyecek içecek sadece insan ömrünü kısaltır buda dünya nüfusunu azaltmak içinde yeterli olmaz. Çok hızlı ölümler olması lazım.

    500 milyon ne Allah'ını seviyorsan hiç güleceğim yoktu =D

    hem de şöyle düşün madem aşı öldürüyor nüfusunun artmasını isteyen ülkeler niye bu aşıları yaptırıyor halkına ?

    Ya bu aşı işi gerçekten benim çok canımı sıkıyor diyorlar aşının zararları geç ortaya çıkacak herkes aşıdan ölücek mutasyona uğramış korona virüsü sebep oldu diyecekler felanlar gerçekten çok düşündürüyor beni çok huzursuz hissetmeye başladım ya dogruysa sevdiklerimi kaybedersem diye düşünüyorum

    Sana öneri her şeye inanma ;)

    Profesörler boşuna mı okumuş o kadar

    istersen fazlasını yaz burda bulunsun

    Tamamdır abim ayın 6'sıydı sanırım MGM'ye bakıyordum o zamanlar tabi Ecmwf falan bilmiyordum Ordu'ya üç gün yoğun kar yağışı vermişti ben inanmadım ilk başta çünkü ondan önceki 3 senede merkeze hiç kar yağmamıştı neyse ben bekledim ayın 8'ini sabah uyandım bayağı bir yağmur yağıyor dedim sanırım cidden yağacak akşamına yollarda kar küreme araçları gezmeye başladı 9'u sabahı okulları tatil ettiler yerde kar neredeyse hiç yoktu havada güneş vardı markete gideyim dedim denizin üstü kapkaraydı dedim bu sefer yağacak eve gittim on dakika falan geçti bir rüzgar başladı ardından kar. Arda durur mu gördü kar yağdığını direkt dışarı çıktı ben çıktığımda 5 cm olmuştu ( yaklaşık 20 dakikada) ama yerlerde tam tutmadı neyse ben tam deniz kenarına indim tipi şeklinde yağmaya başladı ama en büyük atağı saat 15:30-17:30 arasıydı yaklaşık 2 saatte yolların tamamı kapandı araçlar yolda falan bekliyordu belediye karları küremeye başladı eve gittim cetveli aldım 30 cm'ye yakındı o arada kar kalınlığı ondan sonraki iki gün de ara ara devam etti işte en son 42 cm falandı

    Bu da benim anım. Resim bulursam atarım