Sinan tarafından yazılan gönderiler

    Bu Konu Karadeniz deniz suyu sıcaklık duruma etki ediyor mu diye açılmıştır bizler ve üyelerimizin de nehirler hakkında bilgi eklemesinde sakınca yoktur başlıca yazdığımız nehirler alt taraftadır,Konu ciddi bir konudur nehirlerin,Karadeniz deniz suyunda ki ısınma ve soğuma derecelerini hep beraber inceleyelim.

    Sonbahar ve Kış mevsimlerinde çok yardımcı olacaktır bu konu

    Dinyeper Nehri Ukrayna'nın odessa'nın doğusundan Karadeniz'e Akar %12.5 su taşıması yapmaktadır

    Tuna Nehri On ülke geçip Karadeniz' karışmaktadır %57.5 gibi büyük bir su taşımı na yol açmaktadır

    Rioni Nehri Gürcistan da bulunan Kafkas Dağlarından başlar 327 km yol kat ederek %3.8 su katar

    Kodori Nehri Bu nehirde Kafkaslardan başlayıp 105 km yol kat edip Karadeniz' karışır ve %1.2 su katar

    Çoruh Nehri Türkiye den başlayıp Batum da Karadeniz'e birleşir %2.5 su katar

    Kızılırmak Nehri Türkiye topraklarından başlar ve yine Türkiye topraklarından denize dökülür denize taşıdığı su miktarı %1.7 dir

    Sakarya Nehri Afyon Konya Kütahya Bursa Bilecik Eskişehir Ankara Bolu Sakarya gibi illerimizi dolaşıp Karadeniz' akar denize taşıdığı su miktarı %1.6

    Yeşil ırmak Nehri Sivas'ın Zara Şehrimizden doğar ve 519 km kat edip Samsun Çarşamba dan Denize Karışır %1.5 bir su miktarı Karadeniz'e etki eder

    Kış mevsimine yaklaşırken bu nehirlerde son durumları bilmemiz de fayda olacak

    Üstteki Nehir bilgilerini şimdilik eklemiş olduk sizlerde bu konu altından farklı bir bilgi ve bulgu elde ederseniz yazabilirsiniz


    Yağış Ölçen Alet Nedir

    Yağış Ölçen Aletler

    Su buharının atmosferde yoğunlaşarak yerçekimi etkisi sonucunda, yeryüzeyine muhtelif şekillerde düşen ve toprak üzerinde belirli miktarda su veren hadiselere yağış denir.

    Memleketimizde yağış aşağıdaki aletlerle ölçülür.

    1.Plüviyometre : Atmosferden yeryüzeyine düşen yağışı direkt olarak ölçen alettir.

    2.Plüviyograf : Atmosferden yeryüzeyine düşen yağışı diyagram üzerine kaydeden alettir.

    Su toplama kabında toplanan yağış, mihber denilen taksimatlı yağış ölçeğiyle mm cinsinden ölçülür

    Rüzgar Ölçen Aletler

    Rüzgâr, yatay veya yataya yakın yönde yer değiştiren bir hava kütlesinin hareketidir. Rüzgâr vektörel bir kuvvet olup, yön ve hız olmak üzere iki faktör halinde ölçülür. Meteorolojik amaçlı rüzgar ölçümleri aşağıdaki aletlerle yapılır.

    1.Sabit Anemometre : Rüzgarın hızını ve yönünü direkt olarak ölçmeye yarar.

    2.El Anemometresi : El Anemometresi seyyar olarak ölçülmesi istenen rüzgâr hızını veyönünü direkt olarak Ölçme işinde kullanılır. Alet olarak sabit anemometreye benzemekte olup daha küçük ebadlıdır.

    3. Anemograf ile : Mekanik anemograf, rüzgârın yönünü, saatte ortalama hızını ve rüzgâr hızındaki dalgalanmaları, yani hamleyi yazarak ölçen bir alettir.

    Rüzgâr Kanalı (Tüneli)

    Sabit anemometre, anemograf ve el anemometresi gibi çeşitli rüzgâr aletlerini kontrol ve kalibre edebilecek bu cihaz gerek klimatolojik maksatlarla yapılan rasatlarda, gerekse uçuş emniyeti bakımından havacılık İçin çok önemli olan rüzgârın gerçek değerini tesbit etme yönünden rüzgâr aletlerinde gerekli düzeltmeleri sağlayabilmektedir.

    Havanın nisbi nemini doğrudan doğruya gösteren aletlere higrometre denir. Bir saç demetinin, havadaki nisbi nem oranına göre uzayıp, kısalması esasına dayanarak saçlı higrometre aleti yapılmıştır.

    Nisbi Nem

    Herhangi bir sıcaklıktaki havanın taşıdığı su buharının, aynı sıcaklıkta taşıyabileceği azami su buharına oranına nisbi nem denir. Mutlak Nem ( Su buharı yoğunluğu ) Su buharı basıncı 1 m3 havanın ihtiva ettiği su buharının ağırlığına bağlıdır. 1m3 havanın içindeki su buharının ağırlığına mutlak nem denir.

    1. Normal Termometreler

    Herhangi bir anda bulunduğu yerin sıcaklığını gösteren termometrelerdir. Sıcaklığın yükseldiği anda, civanın kılcal boruda yükselmesi, düştüğü anda ise civanın hazneye tekrar dönmesi esasına göre yapılmıştır.

    2. Toprak Termometreleri

    Muhtelif derinliklerdeki toprak sıcaklığı özel şekilde yapılan civalı termometreler ile ölçülür. Toprak sıcaklığı için standart derinlikler 5, 10, 20, 50 ve 100 cm. derinliklerdir.

    3. Deniz Termometresi

    Deniz termometreleri de bir normal termometre olup, muhtelif tipleri vardır. Yalnız termometrenin sudan çıkarıldığı zaman, sıcaklığının hemen değişmemesi için, haznenin etrafında, içinde bir miktar su bulunduracak şekilde delikli bir çanak olması gerekir. Bu termometrenin de haznesi, toprak termometreleri gibi büyük olup, sıcaklık değişikliklerinden geç etkilenir.

    4. Azami Termometre

    Günün en yüksek sıcaklığını ölçmeye yarayan termometrelerdir. Iskala sıcaklığın artması ile haznedeki civanın kılcal boruda yükselmesi ve hava sıcaklığının düşmeye başladığı andan itibaren ise, civanın kendiliğinden tekrar hazneye dönememesi esaslarına göre yapılmıştır.

    5. Bellani Termometresi

    Günün en yüksek ve en düşük sıcaklıkları bir arada gösteren termometrelerdir.

    6. Asgari Termometre

    Günün en düşük sıcaklığını ölçmeye yarayan termometrelerdir. Çok daha düşük sıcaklıkları ölçebilmek için kılcal boruda civa yerine alkol kullanılmıştır.

    Altimetre nedir, nasıl çalışır?

    Hava basıncındaki değişimi ölçerek, deniz seviyesinden ne kadar yüksekte olduğunuzu gösteren araçlara altimetre denir. Altimetre aslında bir tür barometredir diyebiliriz. Uçaklarda ve helikopterlerde vazgeçilmez ölçüm cihazlarıdır. Ayrıca paraşütçüler ve sıcak hava balonu ile uğraşanlar için de çok önemlidir. Paraşütçüyseniz yerden yüksekliğinizi (rakımınızı) yanlış ölçerseniz hayatınız tehlikeye girebilir.

    Manometre nedir, nasıl çalışır?

    Kapalı kaplardaki gaz basıncını ölçmek için kullanılan araçlara manometre denir. Manometrelerin de farklı çeşitleri vardır. Misalen oksijen tüpleri, tüpgaz ya da yangın söndürme tüpleri içlerinde gaz bulunan kapalı kaplardır.

    İki ucu açık cıvalı manometre

    İki ucu açık manometrede, cam tüplerin birine basıncı ölçülecek kapalı kaptaki gaz bir hortumla bağlanır, diğer uç açık kalır. Açık uçtan açık hava basıncı uygulandığı için, manometrenin iki tüpü arasındaki sıvı yüksekliği farkı gaz basıncından açık hava basıncının çıkarılmasıyla bulunur. Manometrenin mutlaka cıva ile yapılması gerekli değildir , farklı sıvı da kullanılabilir.

    Barometre nedir, nasıl çalışır?

    Açık hava basınç ölçümü yapmakta kullanılan araçlara barometre denir. Yıllar içinde farklı fizik ilkelerini kullanarak tasarlanan barometreler üretilmiştir.

    Cıvalı Barometreler

    Açık hava basıncının var olduğunu ilk kez gösteren Toriçelli deneyinde kullanılan basınç ölçer, ilk icat edilen barometredir. Yaklaşık 1 metre uzunluğunda bir cam tüp cıvayla doldurulup ters çevrilir ve cıva dolu bir çanağın içine yerleştirilir. Tüpteki cıvanın bir kısmı boşalır ama hepsi boşalmaz. Cıvanın yüksekliği (yani cıvanın sıvı basıncı) açık hava basıncına eşit olur, çünkü çanaktaki cıvaya açık hava basıncı uygulanmaktadır. Açık hava basıncının çoğu zaman mmHg (cıvanın kaç mm yükseldiği) birimiyle ifade edilmesinin nedeni cıvalı barometrelerdir. İşte bu prensip kullanılarak günümüzde bile cıvalı barometreler yapılıyor. Aşağıdaki resimde ilk çanaklı cıvalı barometrelerden birinin çizimi görülüyor. (76 mm değil 76 cm olacak, görseli buna göre yorumlayın.)

    Aneroid veya Metal Barometreler

    1844 yılında Fransız bilim insanı Lucien Vidi ilk metal barometreyi icat etmiştir. Metal barometre, aneroid hücre denen berilyum ve bakır alaşımından yapılmış metal bir kutuyu kullanır. Hava basıncındaki değişiklikler metal kutunun genleşmesine ya da büzülmesine neden olur. Bu genleşme ve büzülme metal barometrenin göstergesine yay mekanizmalarıyla bağlanır. Böylece göstergeden basınç değeri okunur. Metal barometreler genellikle eski gemilerde ve meteoroloji istasyonlarında bulunur. Aşağıdaki resimde evlerde kullanılmak üzere tasarlanmış bir aneroid barometre görülüyor. Göstergede havanın nasıl olacağı da işaretlenmiş, çünkü hava durumuyla hava basıncı arasında ilişki var.

    Elektronik ve Dijital Barometreler

    Çağımızdaki bir çok araç gibi navigasyon (yön bulma) ve meteorolojide kullanılan barometreler de artık dijital oldu. Elektronik barometrelerin çalışma ilkeleri biraz karmaşık ama şöyle özetlenebilir: Elektronik barometre sensörleri deniz seviyesinden yüksekliği gösterir. Bu sensörlerde ince bir telin etrafına bir zar sarılıdır. Zara uygulanan basınç değişince telin direnci de değişir. Teldeki direnç değişimi bir voltaj değişimi olarak ölçülür, bu voltaj yükseltilir, değeri basınç birimine dönüştürülür ve göstergede basınç olarak gösterilir. Akıllı telefonların bazılarında barometre sensörleri bulunuyor. Bu sensörler için yazılmış uygulamalarla açık hava basıncını ölçebiliyoruz. Aşağıdaki resim bir dijital barometreyi gösteriyor.

    Buzul buzunun yaşları birkaç yüz ile birkaç yüzbin yıl arasında değişebilir ve bu da onu iklim araştırmaları için değerli kılar. Uzun vadeli iklim kaydını görmek için, bilim adamları buz çekirdeklerini oluşan buzullar ve buz tabakalarını. Peru, Kanada, Grönland, Antarktika, Avrupa ve Asya da dahil olmak üzere dünyanın dört bir yanından buz çekirdeklerin örneklerini almışlar. Bu çekirdekler, bilim insanlarına geçmiş iklim hakkında her yıl bilgi sağlayan sürekli kayıtlardır. Bilim adamları, çekirdeklerin çeşitli bileşenlerini, özellikle de geçmiş atmosferik bileşimi, sıcaklık değişimlerini ve bitki örtüsü türlerini ortaya çıkaran sıkışmış hava kabarcıklarını analiz ediyorlar. Buzullar, bu minik hava kabarcıklarında binlerce yıl öncesinden kalan atmosfer parçalarını veya buzun kendi içinde hapsolmuş çekirdeğin derinliklerinde saklıyor. Bu, bilim adamlarının birkaç Buz Çağı olduğunu buradan aldıkları örnekler ile bilmelte. Geçmiş dönemler, iklimin nasıl ve neden değiştiğini ve gelecekte nasıl değişebileceğini göstererek yeniden inşa etmek için çabalıyorlar.

    Bilim adamları ayrıca buzulların küresel ısınma hakkında çeşitli ipuçları ortaya çıkardığını da keşfettiler. Buzul Çağları arasında atmosferimiz doğal olarak ne kadar ısınır? İnsan aktivitesi iklimi nasıl etkiler? Buzullar, iklim değişikliğine eşlik eden sıcaklık dalgalanmalarına karşı çok hassas oldukları için, doğrudan buzul gözlemi bu soruları yanıtlamaya yardımcı olabilir. Yirminci yüzyılın başlarından bu yana, birkaç istisna dışında, dünyadaki buzullar benzeri görülmemiş oranlarda geri çekiliyorlar . Bazı bilim adamları, bu büyük buzul çekilişini 1760 civarında başlayan Sanayi Devrimi'ne bağlamaktadır. Aslında, bu yüzyılda birkaç buzul, buzul ve buz tabakası tamamen ortadan kalktı. Birçoğu o kadar hızlı geri çekiliyor ki, onlarca yıl içinde yok olabilirler.

    Bilim adamları, kömür ve petrol kullanılarak elektrik üretiminin ve fosil yakıtların ulaşım ve endüstride diğer kullanımlarının çevremizi daha önce anlamadığımız şekillerde etkilediğini keşfediyorlar. Geçtiğimiz 200 yıl içinde insan faaliyeti atmosferdeki karbondioksit miktarını yüzde 40 ve metan (doğal gaz) gibi diğer gazları 2 ila 3 kat artırdı. Bu gazlar, yer yüzeyinden yayılan ısıyı emer ve bu ısıyı emerek atmosfer yavaş yavaş ısınır. Bazen "sera gazları" olarak adlandırılan ısıyı hapseden gazlar, son 50 yıldaki iklim ısınmasının ve buzulların geri çekilmesinin çoğunun nedenidir. Bununla birlikte, otlatma, çiftçilik ve fosil yakıtların ve ormanların yakılmasından kaynaklanan artan toz ve is gibi ilgili nedenler de buzulların geri çekilmesine neden oluyor. Aslında,

    Bir buzulun geri çekilmesi ne kadar dramatik olursa olsun, bilim adamları küresel iklim hakkında en çok bilgiyi birçok buzul üzerinde çalışarak öğrenirler. Dünya Buzul İzleme Hizmeti (WGMS), dünya çapında 100'den fazla dağ buzulundaki değişiklikleri izler. Bu buzullardan kırk ikisi, kayıtları 30 yıldan fazla sürdüğü için iklim referans buzulları olarak nitelendiriliyor.

    WGMS, buzul kütle dengesi değişikliklerini milimetre su eşdeğeri cinsinden bildirir. (Bir inçte 25.4 milimetre vardır.) Kaybolan veya kazanılan buzul buzunun tamamı suya dönüştürülür ve buzul yüzey alanına eşit bir şekilde yayılırsa, bu su katmanının derinliği su eşdeğeridir. Amerikan Meteoroloji Derneği, 2018'deki İklim Durumu'nda, yıllık ortalama buzul kütle dengesinin 42 referans buzul için -921 milimetre ve 2017'de izlenen tüm buzullar için -951 milimetre olduğunu bildirdi.


    WGMS grafiği

    Bu grafik, 1968'den bu yana her yıl WGMS 37 referans buzullarının kütle dengesini (kırmızı çubuklar) ve zaman içindeki toplam kütle kaybını (siyah çizgi) göstermektedir

    Kalın bir buz tabakasının ağırlığı veya buz kütlesi üzerindeki yerçekimi kuvveti, buzulların çok yavaş akmasına neden olur . Buz, kayaya kıyasla yumuşak bir malzemedir ve kendi ağırlığının bu amansız basıncı ile çok daha kolay deforme olur. Buz dağ vadilerinden aşağı akabilir, düzlükler boyunca veya bazı yerlerde denize yayılabilir. Bir buzulun alt tarafındaki hareket, alttaki zeminin yüzeyiyle sürtünme nedeniyle tepedeki hareketten daha yavaştır. Buzulun tabanının çok soğuk olduğu yerlerde, dipteki hareket, yüzeydeki akış hızının çok küçük bir kısmı olabilir.

    Bazen bir buzul, buzulun tabanındaki ince bir su tabakası üzerinde kayar. Su, üstteki buzun basıncı tarafından tahrik edilen buzul erimesinden veya buzul çatlaklarından tabana giden sudan kaynaklanabilir. Buzullar ayrıca yumuşak, sulu bir tortu yatağında kayabilir. Bu taban kayması , dik yamaçlardaki ince, soğuk buzulların hareketinin çoğunu açıklayabilir. Yumuşak yamaçlardaki ılık, kalın buzullar, hareketlerinin daha azını bazal kaymaya borçludur.

    Buzullar , oluşan kar birikimi veya buharlaşma veya eriyik miktarına bağlı olarak periyodik olarak geri çekilir veya ilerler . Bu geri çekilme ve ilerleme, yalnızca buzulun ucunun veya burnunun pozisyonuyla ilgilidir. Buzul geri çekilirken bile deforme olur ve bir konveyör bandı gibi eğimden aşağı doğru hareket eder. Başka bir deyişle, geri çekilen bir buzul yokuş yukarı akmaz; sadece aktığından daha hızlı erir.

    Alternatif olarak buzullar, haftalarca hatta aylarca günde birkaç metre ilerleyerek dalgalanabilir . 1986'da Alaska'daki Hubbard Buzulu, Russell Fiyordu'nun ağzında günde 10 metre (32 fit) hızla yükseldi. Sadece iki ay içinde, buzul fiyortta su biriktirdi ve bir göl yarattı.

    Buzullar, yağan karın yıl boyunca aynı bölgede biriktiğinde oluşmaya başlar ve burada yeterince karın buza dönüşmek için birikir . Her yıl yeni kar katmanları önceki katmanları gömüp sıkıştırıyor. Bu sıkıştırma, karı yeniden kristalleşmeye zorlar ve şeker tanelerine benzer boyut ve şekillerde taneler oluşturur. Yavaş yavaş taneler büyür ve taneler arasındaki hava cepleri küçülür, bu da karın yavaşça sıkışmasına ve yoğunluğunun artmasına neden olur. Çok eski buzul buzunda, kristaller birkaç inç uzunluğa ulaşamış. Çoğu buzul için bu süreç yüz yıldan fazla sürmüştür.

    Buzullar, uzun yıllar boyunca büyük, kalınlaşmışbuz kütlelerine sıkışan yağan kardan oluşur . Buzullar, kar bir yerde buza dönüşecek kadar uzun süre kaldığında oluşur. Buzulları benzersiz kılan, akma yetenekleridir. Büyük kütle nedeniyle buzullar çok yavaş nehirler gibi akar. Bazı buzullar futbol sahaları kadar küçükken diğerleri onlarca hatta yüzlerce kilometre uzunluğa ulaşacak şekilde büyür.

    Şu anda, buzullar dünyanın toplam kara alanının yaklaşık yüzde 10'unu kaplıyor ve çoğu Antarktika, Grönland ve Kanada Arktik gibi kutup bölgelerinde bulunuyor. Buzullar, buzun toprağın yaklaşık yüzde 32'sini ve okyanusların yüzde 30'unu kapladığı son Buz Devri'nin kalıntıları olarak düşünülebilir. Buzulların çoğu, son iki milyon yılın buzul çağları boyunca çok daha büyük ölçüde kanıt gösteren ve son birkaç yüzyıldaki daha yakın zamanda geri çekilme belirtileri gösteren dağ sıralarında yer almaktadır.

    Aşağıdaki grafik, 17 Ağustos 2020 itibariyle Arktik deniz buzunun boyutunu, önceki dört yıla ait günlük buz miktarı verileri ve rekor düşük yıl ile birlikte göstermektedir. 2020 mavi, 2019 yeşil, 2018 turuncu, 2017 kahverengi, 2016 mor ve 2012 kesikli kahverengi ile gösterilmiştir. 1981 ile 2010 arası koyu gridir. Koyu çizginin etrafındaki gri alanlar, verilerin çeyrekler arası ve kesitler arası aralıklarını gösterir

    Figure2a-1.png