Kanuni Sultan Süleyman zamanının en usta şairi Baki'dir.
Lafını kim olursa olsun esirgemeyen Baki, bir sohbet esnasında Kanuniye'de kırıcı sözler söylemiş.. Padişah kısa kendine yakışan şairane bir fermanla Baki'yi sürgüne yollar.
Fermanda yazan ise şöyledir,
Baki bed
Bursa’ya red
Nefy-i ebed
Azm-i bülend
Açıklaması ise ,Huyu kötü olan Baki'yi Bursa'ya sürdüm, devamlı orada kalsın.Yuksek kararım budur.
Usta Baki de,bu sürgün kararı için bir şaire yakışan şekilde yazı kaleme alır.Araci olan kişiler de bunu sultana iletirler.
Baki şöyle yazar,
Ne ola kim nefy-i ebed azm-i bülend oldunsa ey Baki
Bilesin ki cihân mülkü değil Süleymân’a bâkî
Şahâ! Azminde isbât-ı tehevvür eyledin ammâ
Buna çarh-ı felek derler, ne sen bâkî ne ben bâkî
Bakinin dörtlüğünün anlamı şöyledir.
Üzme kendini ey Bâkî! Padişahın yüksek kararı senin Âsitâne’den, Cihan hakanının yanından uzaklaştırılman yönünde olsa ne olur ki…
Zira açıkca biliyorsun ki bu dünya Hazret-i Süleyman aleyhisselama bile kalmadı. (Bu Süleymân’a mı kalacak? Bu isim benzerliği hatırlanmasa da muhatabın doğrudan padişah olacağı açıktır).
Ey Padişahım! Kararınızda -sıklıkla vâkî olduğu üzere- celâliniz, gazabınız pek sarih biçimde görülüyor amma! Unutmayın ki bu dünya geçicidir, bana kalmadığı gibi, size de kalmaz.
Kanunî bu yazıyı okuyunca sürgün kararını geri alır ve Baki hep Sultan'ın yanı başında kalır.