Whisper tarafından yazılan gönderiler

    ellicik yemek karşısındakinin sahip olmadığı bir nesneyi onu imrendirecek şekilde teşhir etmek
    emme ama, fakat, lakin
    emsiz masum, mazlum, kimsesiz
    en damga
    engücü “en sonunda, nasıl olsa” anlamında edat
    ere kalkmak sahura kalkmak
    erzan müstehak, layık (erzanın, erzanım şeklinde kullanılır)
    esbap çamaşır, elbise, esvap
    esiran teknedeki hamuru sıyırmaya yarayan araç, kül ve çöp alma küreği
    Essa? Doğru mu?
    evlek arazi ölçüsü, dönümün dörtte biri
    eza kibrit
    fanne kazak, fanila
    ferk bir seferde ekin biçilebilen alan
    fetetmek herhangi bir iş yapamayacağını belirtmek için kullanılan söz (Fetedersin: yapamazsın)
    fışkı hayvan gübresi, dışkı
    fıtçı çocukların kamçı şeklinde bir sopa ile çevirdikleri topaç
    fıyık ıslık
    fitil olmak çok kızmak
    gabıcak içine üzüm pekmezi konulan tahta kap
    gadak kadar
    galet Kur’an okunurken yapılan hata, galat
    galgılamak hoplayıp zıplamak
    gali artık, bundan sonra
    galle lahana yemeği
    ganere işe yaramaz, adi, sürtük, yüzsüz
    garılmak horoz-tavuk çiftleşmesi
    garışdırgeç kızgın külü karıştırma sopası (Meşe olanı tercih edilir.)
    gaş taşla örülmüş bahçe duvarı
    gaygına yumurta ve un karışmının yağda kızartılmasıyla pişirilen yemek
    gayıl olmak kabul etmek
    gayme para
    gayneşik hafifmeşrep genç kız
    gede ufak tefek adam
    gegenez pulluktaki çamuru sıyırmaya yarayan alet
    gerelti engel, koruyucu, siper
    gergi araba için yapılmış, uzun tahtaların sağlam durması için kullanılan bağlantı aracı
    geri kıldan dokunmuş çadır
    gı kadınlara, bazan kocaya karşı hitap
    gıcık hoşa gitmeyen şey
    gıdık ahlaksız kadın.
    gıyneşmek kıpırdamak, kımıldamak.
    gidişmek kaşınmak.
    goma! Şuna bak şuna!
    goz pezevenk
    göbüle sürülmemiş, hazırlanmamış, ekilmemiş, boş tarla
    göçürmek domates, biber vs. fidesi dikmek
    gölle haşlanmış buğday veya mısır
    göynek uzun, etekli, entari şeklinde erkek çamaşırı
    gözemek kazağın, çorabın delik yerini örerek yamamak veya eksilen fidanların yerine yenisini dikmek
    gözer büyük delikli kalbur
    guburmak gururlanmak
    guzine fırınlı soba
    guzu dişi yağmak dolu yağmak
    guzuluk kazandan küçük, tencereden büyük pişirme kabı
    gübür çöp
    gücenmek darılmak
    güdük içi yünle kaplanmış, kalın, yaşlı kadınlara ait giyecek
    güdümeç Kur’an okumayı öğrenen çocukların satırları takip etmek için kullandıkları uzun tavuk kemiği
    günaşık ayçiçeği
    gütmek hayvan otlatmak
    haba halı
    halaza ekilmediği halde bir önceki hasatta dökülen tohumlardan çıkan, emek verilmeden yetişen ekin
    hambal hamal
    haney iki katlı ev
    hapaz bir avuç dolusu ölçü birimi
    hareket deprem, zelzele.
    haşatı çıkmak çok yorulmak
    haşeş haşhaş
    hebücüğü tamamı, tümü, hepsi
    heflenmek için için korkmak, endişelenmek
    hemıraşı evde kesilmiş makarna yemeği.
    heral herhalde
    hışır çok ağır
    hinci şimdi
    horavlanmak sinirlenmek
    ıntırka entrika, düzmece
    ıramas tarladan getirilip harmana yığılmış, saplı arpa, buğday
    ırlamak bir nesneyi (özellikle salıncaktaki çocuğu) sallamak
    içlik kışın atlet üzerine giyilen yün giysi
    ilan yılan
    ilenmek beddua etmek
    ilyen leğen
    imbal örendirenin ucundaki sivri çivi
    imik beyin
    kâse bardak
    kayrak Bir çeşit yassı taş. Kesici aletleri bilemeye yarar.
    kemire hayvan barınaklarında zeminde oluşan gübre tabakası
    kepaze rezil, aşağılık
    keri sonra (-den keri… şeklinde kullanılır.)
    kesene bir işi götürü pazarlıkla alma, verme.
    kokar pis, tiksindirici (Hakaret anlamında kullanılır.)
    köddü buğday kırıntısı ve et karışımıyla yapılan sulu yemek
    kösülmek çok yorulmak
    kumpil patates
    kupa bardak
    leplik kızların oynadığı bir oyun ve bu oyunda kullanılan tas
    mal bellemek dadanmak, bir şeyi yapmayı alışkanlık haline getirmek
    malama harmanda hayvanların yemesi için ayrılan buğday, arpa sapı
    mayıs küçükbaş hayvan tersi
    meğermet acıma, merhamet
    merdiman merdiven
    met çelik-çomak oyunu,benzer oyun

    cıngırdık ağaçtan bir sütun ve yine ağaçtan iki kanat şeklinde kurulan 360 derece dönebilen, kız çocuklarının bindiği tahtarevalli
    cıvzıtmak sağa sola koşuşturmak
    cızdırma mısır unundan yapılan haşhaşlı ekmek
    culuk hindi
    çaça birbirini sevenler arasından habercilik yapan kişi
    çapıt bez, paçavra
    çeç Harmanda buğdayın samanı savrulduktan sonra yığılmış hali
    çekiştirmek dedikodu yapmak
    çevre mendil
    çıfıt fitneci, insanların arasını açan
    çığırmak çığlık atmak veya türkü söylemek
    çıkım çapa yapan veya mercimek, nohut yolan kadınların toplu olarak bir defada bitirdikleri iş alanı
    çirpi ince değnek
    dadanmak alışmak
    dalamak ısırmak
    dam ahır, hapishane
    dambeş toprak evin üst kısma
    debertmek külü yararak ateşin meydana çıkmasını sağlamak
    deggetmek isabet ettirmek, denk getirmek
    değnemek teker teker toplamak, devşirmek.
    delece tarladan harmana buğday, arpa sapı getirmek için özel yapılmış, arabanın üzerine konulan ağaç iskelet
    demin az önce
    dengilmek Dengesini kaybedip düşecek duruma gelmek
    deperotu havuç
    dereotu havuç
    dığan uzun ve tek kulplu tava
    dıkma karısına ait evde oturan kimse
    dımıl dımıl çok parlak ve temiz nesneler için kullanılan sıfat
    dızımak koşmak
    dikme ekilmeye hazır küçük soğan tanesi
    dilican aceleci, yerinde duramayan
    dinelmek ayağa kalkmak, ayakta durmak
    dinmek çok yorulmak, gücünü kaybetmek
    dişeyli kadın, dişi
    ditmek ot, yün gibi şeylerin topaklanmış kısımlarını gevşetmek
    dolav duvara gömülü dolap
    domalan Yer altında kalıp toprak yüzüne çıkmayan, patatese benzer bir mantar çeşidi. Bu kelime uygunsuz sorulara verilen alaylı bir cevap olarak da kullanılır.
    dombey camız, malak
    don pantolon
    dötdürmek haşlamak, suyunu çıkarmak
    duluk şakak
    düzen Alet; düzen-takan : alet edevat
    edik cocuk ayakkabısı
    eklemek vurmak, şiddetle vurmak
    el adamı işlerini yürütmek için yeterli malzemeye sahip olmayıp başkalarındaki alet edevata muhtaç olan kimse
    elçim yolunmuş mercimek, nohut vs. yığını
    ele bakım ihtiyaçlarını karşılayamayan, ele muhtaç olan kimse

    Daha günyüzü görmemiş kelimeler yazacağım ama dikkat edince insan epeyce şaşırıyor.
    Tahsilini bitirmiş ve devam edenler vardır üyelerden.Bunu bir okuyup değerlendirme yapan bir üyemiz varmıdır?

    Arkadaşımın dikkatini çeken kelime var.
    "Entrika" kelime olarak Türkçe degil.Benim çocukluğumda nenemden, büyüklerimizden duymuslugum da vardır.
    "İntirkeynen oğlanı hapse attirmislar"denir.Yani bugünkü anlamı entrikayla bir kişiyi hapse attırmak.Bu entrika köyümüz halkının diline nereden gelmiş olabilir?

    Yöresel Kelimeler





    Anıtkaya gibi eski bir yerleşim yerinde, sadece orada kullanılan çeşitli kelime ve kelime guruplarının bulunması tabiidir. Ancak bu tip söyleyiş özelliği taşıyan kelimelerin çok olması dikkat çekicidir. Aşağıda örnek olarak verilenler çok kısa bir sürede derlenmiştir. Dikkatli ve araştırmacı bir çalışma ile daha yüzlerce kelime ortaya çıkarılabilir.
    Yöresel kelimelerin içinde hem isim hem de fiil soylu kelimeler göze çarpmaktadır. Bunların bazıları bilinen bir kelimenin değişik telaffuzunun kalıplaşması şeklinde oluşmuştur. Bazıları da tabiattaki seslerin taklit edilmesiyle ortaya çıkmıştır. Diğer dikkat çekici bir özellik de yabancı asıllı olup da Türkçe’nin bünyesine uymayan kimi kelimeleri Türkçeleştirme gayretidir. Bununla beraber, kökeni veya gelişimi hakkında açıklama yapılamayan kelimeler de vardır.
    acar şişman
    acık işte, ahacık
    afakanı kalkmak sinirlenmek
    ahar kuyu, çeşme yalağı; hayvanların yem yediği ağaç kap
    akaş sütlaç
    akıtmak büyük abdestini yapmak
    alacaaş aşure
    aladı acele, ivedi
    alaf sıcaklık, hararet, alev
    Allah bazarı pazar günü.
    Allasen Ne olur, Allah’ını seversen
    amarsız açgözlü, tamahkar
    angısdadan ansızın, birdenbire
    anıtmak salak salak durup bakmak
    anneç karşı, karşı taraf.
    apılamak bebeğin emeklemesi.
    aş yemek
    atkı Yünlü şal veya saman atma aleti
    avara adi, kalitesiz, beceriksiz.
    ayağı ağırlı hamile, yüklü kadın.
    aylak boş gezen
    azat ağaç.
    azıtmak şımararak daha fazlasını istemek
    bakdur aşı “Ne pişirdin?” veya “Ne yedin?” diye sorana verilen cevap. Aslında böyle bir yemek yoktur.
    bakır, bakırca kova, bakraç
    balık oynamak şimşek çakmak, yıldırım düşmek
    bali “bari” edatının söyleniş şekli
    bari kuru ağaç dallarıyla veya ayçiçeği kökleriyle örülmüş bahçe duvarı, çit
    bayır yokuş
    bekar durmak yaz döneminde ücret karşılığında bütün işleri yapmak
    beliñlemek korkmak, ürkmek
    berengari şöyle böyle, geçici olarak.
    beygir at
    bırağmak hamuru yerden alıp, fırına götürmek üzere küreğe koymak
    bişı mayalı hamurla yapılan bükme
    bişirgeç katmer, bazlama ve yufkayı saçta çevirmeye yarayan alet
    boğassak çok fazla yiyen, obur
    boğsu çatı ile duvar arasında kalan mertek boşluğu
    botça içinde elbise bulunan çıkın (bohça); bütçe
    börülce fasulye
    bulama kadınların giydiği bir çeşit şalvar
    burgu el matkabı veya artezyen kuyusu açar araç
    burmak danayı, tosunu iğdiş etmek; bir nesneyi bükmek
    buymak üşümek.
    bükme mayasız hamurun içine mercimek, patates konularak tepsiye dizip fırında pişirilen ekmek
    bülkmek suyun kaynaktan çıkması
    bürgün yarından sonraki gün, diğer gün, öbür gün
    büzmek burmak
    cadaloz haylaz, yaramaz
    caga gösteriş
    cenev innesi çatal iğne, çengelli iğne
    cıbıl parası olmadığı halde varmış gibi gösteriş yapan, caka satan