Whisper tarafından yazılan gönderiler

    Öyle demiyor adamlar.. Sözde ypg, daeş ile mücadele ediyormuş.Amaç belli ve bu saatten sonra göze göz dişe diş.Kaşığı kırdık zaten pilavı yemeği düşünmüyoruz.Sözde kürt halkımızın savunucuları,Kürt değiller ve malum bir kaç illet var onların vatandaşı ve paralı palyacoları. Bu Son dönemde kürt halkımızda silahlı saldırılara bombalara maruz kalıyor,hayat akışları sekteye uğratılıyor. TÜRKİYE vatandaşı olan,kabul eden toplumun her kesiminden vatandaşımız bunların farkında. Zaman kısa akıyor birileri için vesselam

    Erinme: Üşenmek,tembellik
    Irametlik: Rahmetli
    Löküs: Lüks,lamba
    Mefat: Vefat
    Badırdama: Çok konuşma-konuşma
    Gabatasarı: Hızlı,kabaca,rasgele,göz kararıyla yapılan iş
    Zere: Zira
    İlikleme: Düğmelemek
    Cimcirmek: Çimdik atmak
    Guvatlı: Kuvvetli
    Hadendi: Haydi artık
    Negada : Ne kadar
    Datmak: Tadına bakmak
    Goyveme: Bırakma-tut(goyve: Bırak)
    Tafatır:Çok,bir sürü,fazlaca anlamında(tafatır yağmur yağdı-Tafatır zengin)
    Yalangastan: Yalandan,şakacıktan
    Gayar: Küfür
    Essattan: Sahiden (essa: sahi)
    Buba: Baba
    Nebilen: Nebileyim
    Nacabolsa: Nasıl olsa
    Elinki: Elindeki,o anlamında (elinkinnen vur) Konuşmada anlam değişebilr( o elinki: o başkasının anlamın da)
    Bülüç: Piliç,genç tavuk
    Filcan: Fincan
    Seyirtme: Koşmak
    Dızıkma :koşmak(genelde daha hızlı anlam da kullanılır)
    Şipleme: Bir şeyi saklamadan hemen söylemek
    Töbolsun: Tövbe olsun
    Tığteber: Fakir,parasız,boş,yanlız(konuşma esnasında anlam yüklenebilir.Evde ihtiyar başına tığteber kaldı)
    Tırampa: Takas,değiştokuş
    Zebil. Kötü durumda kalmak,sürünmek
    Üstlük : Günlük giysi (üstümü alıver:ceketimi bana ver,getir gib)
    Buraya kadar olanlar daha da eklenebilir Anıtkaya dan.

    Afyon merkez de kullanılan konuşma tarzı bizim Anıtkaya'da konuşulan dille epey farklıdır.Aşağıda merkez den bir video birde Anıtkaya dan bir video ekleyelim fark o zaman belli olur
    Bu video bizim Anıtkaya'dan,konuşan ise sağdıcımın babası :D Osman amcam

    Harici İçerik www.youtube.com
    Dış kaynaklardan gömülen içerik, izniniz olmadan görüntülenmeyecektir.
    Harici içeriğin etkinleştirilmesi yoluyla, kişisel verilerin üçüncü şahıs platformlarına aktarılabileceğini kabul edersiniz. Gizlilik politikamızda bununla ilgili daha fazla bilgi verdik.


    Bu ise Merkezden bir genç olayı anlatıyor

    Harici İçerik www.youtube.com
    Dış kaynaklardan gömülen içerik, izniniz olmadan görüntülenmeyecektir.
    Harici içeriğin etkinleştirilmesi yoluyla, kişisel verilerin üçüncü şahıs platformlarına aktarılabileceğini kabul edersiniz. Gizlilik politikamızda bununla ilgili daha fazla bilgi verdik.

    Dünyanın En Şaşırtıcı 10 Doğa olayı Ve Oluşumları

    Harici İçerik www.youtube.com
    Dış kaynaklardan gömülen içerik, izniniz olmadan görüntülenmeyecektir.
    Harici içeriğin etkinleştirilmesi yoluyla, kişisel verilerin üçüncü şahıs platformlarına aktarılabileceğini kabul edersiniz. Gizlilik politikamızda bununla ilgili daha fazla bilgi verdik.

    Az bulutlu ve açık, doğusunun parçalı, zamanla çok bulutlu, K. Maraş ve Osmaniye çevrelerinin kısa süreli ve yerel olmak üzere sağanak yağışlı geçeceği tahmin ediliyor.
    ADANA °C, 30°C
    Az bulutlu ve açık, zamanla parçalı ve çok bulutlu
    ANTALYA °C, 27°C
    Az bulutlu ve açık
    BURDUR °C, 26°C
    Az bulutlu ve açık
    HATAY °C, 29°C
    Az bulutlu, zamanla parçalı ve çok bulutlu
    0612kucuk.PNG1218kucuk.PNG
    1824kucuk.PNG0006kucuk.PNG

    graphe3_1000___36.9264_37.5847_Kahramanmaras.gif

    @Lvnt00 gaz verdi @Sinan reis depikledi buraya eski püskü birşeyler yazmak şart oldu ^^
    Kar sever olarak en büyük yetenek "kayık kaymak" yani dizler bükülerek yokuş bir bölgeden aşağı inmektir....Ne zevktir ne zevk anlatılamaz :thumbup:
    Evimizin arkası taş duvar arkası yokuştur eskiden bomboştu ve en aşağıda dere yatağı ve sonrası kuyu..Bizim taş duvardan aşağı o kesimde en az 4-5 yer yapılırdı kaymak için..İlk karda herkes ayaklarını bitişik tutarak ve kısa adım atarak kar ezerdik..Sırayla değil gönüllü herkes bu hareketi aynı alanda yapardı..Kar ezilir ve ilk seferler icra edilirdi amaaaa biraz zor olurdu..Henüz kayak yolu Hem düz değil,hemde şimşir(sert,parlak,karla buz arası diyelim)hale gelmemiş olurdu..Bir kaç sefer çökerek iterek ellerde bir karıştan uzun sopalarla ittirerek aşağıya kadar inilirdi..
    İşte en iyi kayak malzemesi aşağıdaki naylon ayakkabı


    Genelde genç kadın ve kızlar,gelinler giyerdi ve yazlıktı..Kışın ise bizim gibilerin oyuncağı olurdu ^^ Oda ayrı bir hikaye aslında..Ayakkabı yeni olmayacak eski olacak,altında diş olmayacak varsa da biz sağa sola sert zemine sürte sürte dişleri yok ederdik.(SONRA MI? YA DAYAK ,YA FIRÇA)
    Bu yoksa mutlaka dişsiz alem yemenisi olacak oda eski ve dişsiz olmalı
    Lakin tercih hep en iyi olarak naylon bayan ayakkabısıydı.Birde herkeste olmayan potin yani kösele ayakkabı.Onunlada iyi kayılırdı ama bulmak zordu..
    Seferler artar ezilen ve azda olsa sulanan kayak yolu uçak pistine dönerdi..Ayaktan koşarak gelip kayak yoluna oturarak çok iyi hıza ulaşılır ve en aşağıya uzağa kim varacak diye iddialar başlardı..
    Arka arkaya tutunarak yola düşmek ise eğer denge varsa sizi en aşağı alana götürürdü..Kalabalık olduğunda ağırlık artınca hızda çok olurdu..
    Sabahtan öğleye,öğleden Akşama kadar süren eğlence hava kararınca son bulurdu ama sadece bir iki saat..Ne zaman baba camiye gitse eveden kaçılır arkadaşlarla yine o kayak yolunda tantana başlardı..
    Bizim oradan köy fırınına giden bir kişilik yol diyelim vardı ve kadınlar her zaman bizi sabote ederlerdi haklı oklarak..Çünkü kayak yolundan geçmek hele hele sırtında ekmeklerle dolu olan tekneyle geçmek çok zordu.
    Herşeyin düşmanı var kayak yolunun düşmanı da fırın külüydü..O kül eğer bir kürek değil bir avuçta olsa oradan geçmek imkansızdır..Hızla gelirsiniz küle yapışır uçarsınız :D Külün üzerine kar ve tekrar ezme işi yapardık geceleri..Çok geç saatlere kadar seslerimiz duyulurdu..Baba zaten camiden direk odaya geçerdi..Anneler idare ederlerdi bizleri..Baba odadan dönmeden eve kapağı atardık lakin önce köy fırınına giderdik..Kıçımızı paçamızı ellerimizi ısıtmak kurutmak gerekliydi..Eve mümkün olduğunca kuru dönmek şarttı..Fırının altı insanın yüzüne vuran saman(fışkı)közü olur..İnanın açarsınız sadece simsiyah ve azda olsa sıcaklık veren bir şey görürsünüz..Ne zamöan küreği sokar karıştırırsanız o zaman sıcağın,ışığın kırmızının ne demek olduğunu görürsünüz..Anında yanından daha uzağa kaçarsınız.

    Bu bizim işimizdi..Yılmadan bıkmadan ve hergün zevkle yaptığımız ve zamanımızın en iyi aktivitesiydi..
    Sağlıcakla yeni hatıralara diyelim ..Yazan olursa iyi de okur sayılırım

    Ardahan da inşaat kazısında üzeri haçlı bir tabut çıkarıldı..Tabuttan ise 1877-78 Rus işgalinde görevli,üniformasın da 3 yıldız bulunan bir yüzbaşı olduğu belirlendi..
    Cenaze ve üzerinde bulunan üniformanın da zarar görmemesi yetkilileri çok şaşırttı.

    Teslayı buraya ekleyelim,
    Tesla ve buluşları Tesla öneml üç ödülde almıştır (1916) (1893)(1934)
    20. yüzyılın en büyük dahilerinden Nikola Tesla ölüm yılı olan 1943 yılında 700 buluşuyla dünyanın en çok patent sahibi olan kişisi ünvanını almıştı.
    Florasan lambayı, neon ışıklarını, hız ölçeri, otomobillerdeki ateşleme sistemini, radarın temellerini, elektron mikroskobunu ve mikrodalga fırını da Nikola Tesla’nın icat ettiğini bilen sayısı sınırlıdır. Nikola Tesla’ya göre bu doğru akım uygulanan doğru sistem değildir. Hem jeneratör (üreteç) hem de motordaki komütatörü ortadan kaldırmak ve alternatif akımı tüm sistemde kullanmak daha akla uygun gelmekteydi. Fakat hiç kimse alternatif akımda çalışabilen bir motoru oluşturmamıştı ve Nikola Tesla bu sorunu çok düşündü.
    1882 Şubatında, Budapeşte’nin bir parkında Szigetti adında bir sınıf arkadaşı tüm elektrik endüstrisinde devrim yapacak olan “dönen manyetik alan”ı bulmuştu. Dönen elemana bağlantı gereği olmayacaktı. Komütatör yoktu artık. Daha sonradan tüm alternatif akım elektrik sistemlerini tasarladı. Alternatörler, elektrik enerjisinin ekonomik iletimi ve dağıtımı için gerilim yükseltici ve alçaltıcı transformatörler ve mekanik güç sağlamak için alternatif akım motorları.
    Dünyanın her tarafında harcanıp giden su gücünün bolluğundan esinlenip, gerekli olan yerlere enerji dağıtabilen hidroelektrik santralleriyle bu büyük gücün elde edilmesini tasarladı. Budapeşte’de “Bir gün Niagara Çağlayanını elektrik elde etmek için kullanacağım” diyerek dinleyenleri şaşırttı.

    Nikola Tesla'dan devam edelim..Tesla acaba başka bir dahiyle birşeyler başarmış olabilir mi?
    Büyük bir servetle ve zamanın ötesinde bir çalışmayla yeraltında bir şehir inşa edilir. Güney Amerika’ya giden 98 bilim adamı, Venezuela’nın güneyindeki ormanlarda, sönmüş bir volkanik kraterin altında inşa etmişlerdir bu şehri.
    Çok büyük paralarla finanse edilen bu yeraltı şehrinde, Marconi’nin güneş enerjisi, kozmik enerji ve anti-gravite projeleri üzerinde çalışmalar yapıldı. Dünya milletlerinden ayrı ve gizlice çalışarak, serbest enerji motorları ve jiroskopik anti-graviteye sahip disk şeklinde bir uçak geliştiren bu topluluk kendini insanlığın iyiliğine ve barışa adamıştı. Onlar tüm insanlığın, enerji şirketleri, çok uluslu bankalar ve askeri-endüstriyel kompleksin kontrolü altında olduğunu biliyorlar ve bu yüzden kendilerini geri kalan bütün insanlardan soyutluyorlardı.
    Marconi, Tesla’yla aynı esrarengiz kişiliğe sahipti. Yatı “Electra” da anti-gravite (Yerçekimine karşı koyma) deneyleri yapıyordu. Marconi’nin yatı adeta yüzer bir laboratuar gibiydi ve yatından uzaya sinyaller gönderdiği de bilinmektedir.
    Marconi, 1936 Haziran’ında İtalyan faşist diktatörü Benito Mussolini’ye savunma amacı ile kullanılabilecek bir “Dalga Silahı”nın nasıl çalıştığını göstermişti. 1930’larda bu cihazlara “Ölüm Işını” denilmekteydi. Marconi’nin takipçilerine göre, 1937 yılında yatını Güney Amerika’ya götüren Marconi, herkese öldüğü haberini yaymıştı.
    Nikola Tesla’nın ölüm ışınının görüntüsü:
    guney-amerikadaki-gizemli-sehir-27-31.jpg
    Uçandaireler imal eden yeraltındaki Güney Amerika şehirleri, birçok kişiye belki fantezi ürünü olarak gelebilir ama gerçek olduğu da düşünülebilir.
    Bazı yazarların iddiasına göre, Nikola Tesla da 1930’larda bir uçan daireye binerek Marconi’nin yer altındaki gizli şehrine gitmişti.
    Tesla ve Marconi gibi iki dehanın birlikte neler başarmış olabileceğini kim tahmin edebilir? Onlar anit-gravitasyonel teknolojide Almanlardan 10 yıl, Amerikalılardan 20 yıl ilerdelerdi.
    Acaba onlar 1940’ların başında disk şeklindeki uzay gemileri “Zaman Makinası” olarak kullanmış ve geleceğe gitmiş olabilirler mi? Belki de geçmişimize dönmüşlerdir…
    Zaman yolculuğu deneyleri, “Teleportasyon” (Bir yerden başka bir yere ışınlama) gibi fantastik olayların Tesla, Marconi ve onların yasaklanmış ve gizlenen buluşları ile ilgisi olabilir mi?
    Tesla Teknolojisine göre Genovese, yeraltındaki şehrin çok geniş mali kaynaklara dayanarak inşa edildiğini söylemekte ve dünyadaki bütün araştırma tesislerinden daha üstün olduğunu iddia etmekteydi. 1946 yılında şehir güçlü bir kozmik enerji kolektörü kullanmaktaydı.
    Genovese’nin diğer bir iddası da ürettikleri “uçan daire” ile Ay’a ve Mars’a yolculuk yaptıkları şeklindedir. Ona göre, bu araçla Ay’a yolculuk birkaç saat, Mars’a ise birkaç gün sürüyordu. Genovese Mars’ın üzerinde görülen piramitlerden hiç bahsetmemişti. Büyük bir ihtimalle onların “Cydonia” bölgesinde kumlarla kaplı piramitlerin altında bir Mars üssü kurmuş olabileceği düşünülüyor.
    İlginçtir ki, Marconi’nin gizli şehrinde üretilen disk şeklindeki araçlar, 1944 yılında Prag yakınlarındaki BMW tesislerinde imal edilen Alman Schriever-Habermohl uçan diskine çok benziyordu.
    Güney Amerika’daki gizli şehir:
    Güney Amerika’da –özellikle And dağlarının doğusunda dağların yamaçlarındaki ormanlarda, Bolivya, Venezuela gibi pek çok yerde sık sık UFO’lar görüldüğü rapor edilmektedir. Bu görünen UFO’ların “Ciudad Subterranean de los Andes”den gelen araçlar olması mümkün olabilir mi?
    Marconi ile birlikte birçok bilim adamının daha Güney Amerika’ya gittiği söylenmektedir. 1937’de esrarengiz İtalyan fizikçisi ve simyacısı Fucanelli, Avrupa fizikçilerini atomik silahların tehlikelerine karşı uyarıyor ve birkaç yıl sonra tamamen ortadan kayboluyordu. Güney Amerika’da Marconi’nin gizli grubuna katıldığı söylenmekteydi.
    Bazı kaynakların açıklamalarına göre, “Hitler’in Son Taburundan” Alman askerleri denizaltı ile II. Dünya Savaşı’nın son günlerinde Antarktika ve Güney Amerika’ya kaçmışlardı. Almanların Güney Amerika’nın uzak cangıllarında yüksek teknolojiye sahip süper şehirler kurmuş olması da düşünülebilir.
    Belki de Bazı UFO araştırmacıları ve “eski istihbarat ajanları” bize “uzaylıları” anlatırken, Tesla, Marconi ve arkadaşları Mars’taki uzay üssünde bizi izliyor ve bekliyor olabilirler mi?
    Amerikalı Albay Howard Büchner gibi (“Secrets Of The Holy Lance” ve “Hitler’s Ashes” gibi kitapların yazarıdır.) birçok askeri tarihçi, Almanların savaş sırasında Güney Afrika’nın karşısındaki “Queen Maud Land”da üsler kurduğuna inanmaktadır.
    Alman gazeteci Karl Brugger’in “Akakor Kronikleri” adlı kitabında belirttiğine göre, bir Alman taburu Brezilya ve Peru sınırındaki bir yer altı şehrine sığınmıştı. (Buraya bakınız:Amazonlardan Jonanstal’a Yeraltındaki Almanya).
    Meksikalı gazeteci Mario Rojas Avendaro, “Ciudad Subterranean de los Andes” (Andların Yer altı Şehri) adlı kitabında, Marconi ve gizli şehrinin gerçek olduğunu iddia etmektedir. Avendaro, Marconi’nin öğrencisi olan Nacisso Genovese’nin, bu yer altı şehrinde yıllarca yaşadığından söz etmektedir.
    (Alıntıdır)

    Çaresizlik bu olsa gerek.Ne kadar güçsüz ve aciz durumlara gebeyiz,Allahım test etmesin hiç kimseyi

    Harici İçerik www.youtube.com
    Dış kaynaklardan gömülen içerik, izniniz olmadan görüntülenmeyecektir.
    Harici içeriğin etkinleştirilmesi yoluyla, kişisel verilerin üçüncü şahıs platformlarına aktarılabileceğini kabul edersiniz. Gizlilik politikamızda bununla ilgili daha fazla bilgi verdik.