Whisper tarafından yazılan gönderiler

    Deprem gibi afet tarzı doğa olaylarına karşı ,gerektiği kadar önlem almıyoruz ve sonuçta can yakıcı bi tablo olduğunda ,sonra ki süreci özetlemişsin zaten dayım @whisper

    Şeytanı ciddiye alıp, hiç sağa sola kıvırmadan,sert bir tutumla,kanunla bir yere mıhlamanız lazım.Yetkililer de ciddi değil ve boşvermişler.
    Siz ciddiye alıp,hatta birde ŞEYTAN diye üstüne basa basa anlatır,kanunlarla sabitlerseniz ŞEYTAN olarak bilinir elden ne gelirse yapılır.
    Hala ŞEYTAN demeyip,bir toplumun dediği gibi NURUZİYA derseniz,yumuşatırsanız iş işten geçer gider

    Allah korusun olur geçer batarız..Arkası ise tam bir reklam kampanyası olur..Tv lerde programlar,pazu gösterenler.var oldu olacak diyenler,ben demiştim diyenler.
    Evleri yıkılanlar ah edenler evi yapanlar vay nasıl olmuş,yapmış,yapılmış?
    ohoooo hiç boşa kürek sallamayalım @Lvnt00 hocam

    Adolph ve Rudolph 
    Ikinci Dünya Savasi'nin hemen öncesinde Almanya'da bir kasaba
    Herzogenerauch'ta iki kardes ayakkabi yapip satmak üzere bir atölye açarlar; Adolph ve Rudolph Dassler.

    Savas sonrasi Adolph, Rudolph'a artik birlikte çalismak istemedigini,
    kendine ayri imalathane açacagini söyler. Rudolph saskindir. Ufacik kasabada iki kardes ayri imalaethanelerde rekabet edeceklerdir.
    Kardesine bunun mantikli olmayacagini, bu ufak kasabada zaten insanlarin sayili ayakkabi satin aldiklarini, ikisinin birden iflas edecegini söylese de Adolph bu uyariyi dikkate almaz ve kendine yeni bir ayakkabi imalatahanesi açar.

    Gerçekten de aralarinda kiyasiya bir rekabet baslar. Rekabetleri dogduklari kasaba sinirlarini dahi asar. Iki kardes ayrildiktan sonra birbirlerine küsmüslerdir ve Adolph 1978 yilinda öldügünde tam 29 yil darginlardir. Bugün iki firmanin genel merkezi de bu ufak kasaba Herzogenerauch'tadir.
    Adolph Dassler'in ayakkabi sirketinin adi ADIDAS, Rudolph'un ki ise PUMA'dir

    DOMATES

    Genellikle meyveler çiğ olarak (tabii yıkandıktan sonra), sebzeler ise pişirildikten sonra yenilir. Bu da bazı yiyeceklerin meyve mi, yoksa sebze mi olduklarına dair karışıklıklara yol açar. Örneğin domates salatada çiğ olarak yenilebilir, bunun yanında tencere yemeği olarak dolması da yapılır. Bu durumda domates meyve midir, yoksa sebze mi? Genel kanının ikincisi olmasına rağmen aslında domates bir meyvedir.

    Çarşı, pazar anlayışına göre, tabiatta bulunduğu şekilde yenilen ve tadı tatlı olan yiyecekler meyvedir. Çarşıda, pazarda, marketlerde elma, çilek, üzüm ve muz meyve olarak kabul edilirlerken, taze fasulye, domates, kabak ve patates, sebze reyonlarında bulunur.

    Ancak bilim insanları, yani botanistler, sebze-meyve ayırımını böyle yapmıyorlar. Onlara göre meyve, içinde etli veya kuru, çoğunluğunu çekirdek diye adlandırdığımız, kendi tohumu veya tohumları bulunan yiyecektir. Bu tanıma göre kayısı, şeftali, üzüm, taze fasulye, domates, salatalık (hıyar) ve benzeri gıda maddeleri teknik olarak meyvedir. Yani kısaca çekirdeği olan tüm yiyecekler meyvedir. Geriye kalanlar, yani patates, havuç, şalgam, soğan, sarımsak gibi bitki kökleri, lahana, marul gibi bitki yaprakları, hatta aslında bir çiçek olan karnabahar bile birer sebzedir.

    Bu arada belirtmekte fayda var; biz bitkilerin değişik kısımlarını yeriz. Örneğin, maydanoz yetiştiği bitkinin yaprak kısmı iken, karabiber ağacın meyvesi, tarçın kabuğu, susam ise bitkisinin tohumudur.

    Dayım özledik be artık sıcak günleri ,tamam ılıkçı değiliz ama yaz mevsiminin de ayrı bi havası oluyor :)

    He aynen bende özüledim..Boynuma yapışan çenemi,ıslak yastığı,cıbıl iken bile akan terleri,klimanın önünde pineklemeyi,dışarıda koyun gibi gölge aramayı :kahretsin: :kahretsin: :rofl: :rofl: