Aynen aktarıyorum,eski paylaşımım
Sağırmahmutların odada bir kış günü yine kalabalık bir arkadaş grubu toplanmıştık..Genelde aynı kişiler olurdu ve kolay kolay kimse odada oturmayı ekmezdi..Zaten odayı yatsıdan sonra teslim alır sabah ezanında teslim ederdik büyüklere(uyuyup kalmazsak)..
O günde olağan boğaz toplantılarını yapıp muhabbete başladık..Herkez aklına geleni anlatıyordu ama o gece nedense konu hep korku,şeytandı.Kimi babasının başına geleni,kimi dedesinin anlattığını anlatıyor ve gecenin köründe hemen hemen hepimizin gözlerinin faltaşı gibi açılmasına sebep oluyordu..Hafif korkarak biraz gülerek dinlenen anlatılan konular ''al basması''olayına çakıldı kaldı..Meğer ne kadarda bu olaya maruz kalan varmış anlatılınca anladık..Teneke sobamızın karnını tam doyurduk ve kızaran boruları saymaya başlamıştık artık..Bu kiminin uyuyacağı kimininde sohbete devam etmesi demekti..
Saat epey ilerlemişti ve sabah okula,ağıla gidecek arkadaşlar vardı.Lambayı kapatıp yerlerimizi kaptık,uzandık..Ben, Mahmut,Rüstem,Mehmet sekide uzanmayı tercih ettik..Oda karanlık karanlık olduğundan,odayı sobanın deliklerinden çıkan ışıklar aydınlatır ve ben döşmeleri,tavanı gösteren ışıkları takip etmeyi çok severdim..O gece bir terslik vardı gene biz uyumayanlar konuyu al basma olayına getirdik dayadık..Rüstem teferruatlı anlattı,aşağıdan Nail ekledi başına geleni ve ben dilim tutulasıca''beni hiç al basmadı,başıma hiç gelmedi''dedim.Belli bir zaman geçmiş ve ben korkunç bir sıkıntıyla irkildim,uyumuş olmalıydım,üzerimde bir ağırlık ve baskı vardı.Göğüs kafesim adeta eziliyor,nefesim kesiliyordu,aklım çalışıyor ama sesim hiç çıkmıyordu.O an aklıma gelen tüm sureleri okumaya başladım,çünkü anlatılanlar o an aklımdan geçmişti,okunması gerekiyordu.Kollarımı yan tarafımda bulunan Mahmut ve Rüstem'e vurmaya çalıştım ama kollarımı,ayaklarımı oynatamıyordum ve avazım çıktığı kadar Rüstem,Mahmut diye bağırdığım halde sesimin çıkmadığını fark ettim.Sesimin çıkmadığını bile bile bağırmaya,çırpınmaya devam ettim bu çok uzun sürdü.Artık nefes alamaz hale gelmiştim,üzerinizde taşıyamayacağınız bir ağırlığın olduğunu düşünün abartmadan bir araba diyeyim işte öyle bir ağırlık.Anlatılanları düşünerek elimi oynatıp üzerimde baskısını fark ettiğim şeyi tutmaya çalıştım ama nafile..
Artık canım çıkacak derken o ağırlık birden üzerimden,göğüs kafesimden uzaklaştı.Olduğum yerde fırladım oturdum birer yumruk ile Mahmut'u ve Rüstem'i uyardım.Yetmedi fazladan birer tane daha ekledim,hay sizin alınıza,gülünüze diyerek bağırdım.Gün ışığı görmemiş methiyelerde düzdüm hepsine ve olanları anlattım bir çırpıda,uyku mahmurluklarını atlattıklarından gülmeye başladılar..Sabah ezanına kadar yatmadık artık ve hemen ortalık aydınlanınca dağıldık.Ogün bu albasma olayını düşündüm durdum,başıma gelenleri aklım hiçmi hiç almıyordu..
Bu olay yine aynı gün bu sefer gündüz oldu.Yine sırt üstü yatmışım olaydan sonra fark ettim.Bu sefer kısa sürdü ama ben onu yakaladım sanarak sağ kolumla sol kolumu öyle bir sıkmışımki uyanınca morarmış,tırnaklarımın izi olan bir sol kola sahiptim.Yine hareket edememe,ses kısıklığı vardı,bilinciniz tam faal çalıştığı halde vucudunuza hükmedememe olayı buradada baş gösterdi..Olayın etkisi birkaç gün sürdü ama bir daha tekrar etmedi Allahıma şükürler olsun.
Cin peri olaylarına değinildiği zaman bende bu anlarımı anlatırım ve bilmeyenler hiçte inanmazlar.Unutmadan o günden sonra asla sırtüstü yatmıyorum.
Bu olaylara ve oda maceralarına devam ederiz :thumbup: