Sistemci5534 tarafından yazılan gönderiler

    Çiy Nedir?
    Havadaki nemin, soğuk nesnelerle temas etmesi sırasında yoğunlaşarak nesne üzerinde su damlacıkları oluşturmasına çiğ denir.
    Çiy Nasıl Oluşur?
    Çiğ genellikle ilk bahar ve yaz aylarında, havadaki nem oranın yüksek olduğu zamanlarda oluşur. Gündüz ve gece arasında ısı farkının çok olduğu zamanlarda çiğ oluşumu görülür. Gündüz sıcaklığıyla ısınan nesneler ve havadaki nem, güneşin batmasıyla soğurlar. Soğuyan havadaki nem yani su buharı yoğunlaşmaya başlar ve yere doğru alçalışa geçer. Soğumuş çimen, ağaç, taş, beton, ve asfalt gibi nesnelere temas eden su baharı daha da yoğunlaşarak nesneler üzerinde su damlacıklarını yani çiyi oluştururlar. Ormanlık alanlarda gece ve gündüz arasındaki ısı farkı daha çok olduğundan çiy oluşumu daha sık görülür.
    Çiyin Faydaları:
    Çiy damlaları sıcak ve yağmursuz mevsimlerde bitkilerin su ihtiyacını karşılayarak hayatta kalmalarını sağlar. Ayrıca bu su damlaları, kirpi, solucan, karınca gibi çeşitli canlıların su ihtiyacını da karşılayarak hayatta kalmalarını sağlar.
    Test İle Yapay Çiy Oluşumu:
    Örnek 1
    Soğuk havalarda cam bir yüzeye ağızdan üflenen hava ile çiy oluşumu yapılabilir. Ağızdan çıkan sıcak ve nemli hava, cam üzerindeki soğukluğun etkisiyle hızla yoğunlaşır ve çok küçük su damlacıkları yani çiy oluşur.
    Örnek 2
    Buzdolabına konulan bir cisim, dolaptan çıktıktan sonra üzerindeki soğuğa temas eden havadaki nem yoğunlaşarak su damlaları oluşturur.
    Örnek 3
    Çaydanlıktaki su kaynamaya başladığında çıkan su buharına, bir cisim tutulursa su buharı yoğunlaşarak su damlacıklarına dönüşür.
    1322323467_dc02db2f65f3452a69fe32d2a0ee11ad_940167074.jpgkiragi.jpg20acb051e2415937b527.jpgkiragi-nasil-olusur_646x340.jpg

    DOLUNUN OLUŞUMU VE DOLU NEDİR :
    Dolu Nedir?
    Havada su buğusunun birden yoğunlaşıp katılaşmasından oluşan, türlü irilikte, yuvarlak veya düzensiz biçimli saydam buz parçaları durumunda yere hızla düşen bir yağış türüdür. Diğer bir ifadeyle; havanın üst katmanlarında soğuktan donarak, yuvarlak buz taneleri biçiminde yağan yağmur.
    Dolu Nasıl Oluşur?
    Bazı meteorolojisiler, dolunun, 1000-2000 metre yükselen bir sıcak hava akımı ile, inmekte olan soğuk hava akımının karşılaşması sonucu oluştuğunu düşünüyorlar. Sıcak haya akımının böyle birden ısı kaybetmesi, içindeki nemli havanın donarak, doluyu oluşturan buz tanelerine dönüşmesine yol açar. Bu istemin pek çok kez tekrarlanması sonucu ise, bildiğimiz dolu taneleri oluşur. Diğer bazı meteorolojisiler ise dolunun, havadaki bazı elektriksel oluşumlardan kaynaklandığını savunuyorlar. Neden ne olursa olsun, dolu fırtınaları her zaman için çiftçinin kötü rüyası olmuş, özellikle bağlarda büyük zararlara yol açmıştır.
    Dolu Ne Zaman ve Nasıl Oluşur Kısaca Bilgi verelim.
    dolu.jpg
    Bu yazımızda yağış türlerinden dolunun ne şekilde ve ne zaman meydana geldiğine değineceğiz. Dolu nasıl ve neden yağar ? sorularına cevap arayacağız. Dolu; atmosferdeki su buharının yükselerek donması ve buz şeklinde yeryüzüne düşmesine denmektedir.
    Dolu, atmosferdeki su buharının bir anda soğuk havayla teması ve sonrasında buz şeklinde yeryüzüne düşmesi şeklinde oluşum gösterir. Yeryüzüne dönme esnasında karşılaştığı suları da alarak daha büyük bir şekle ulaşır. Dolu yağışı atmosferde çok yaşanır ancak yeryüzüne düşme esnasında sıcak havayla karşılaşınca erir.
    Dolu yağışı çoğunlukla yaz ve kış mevsim geçişlerinde hava değişimi esnasında yaşanır. Rüzgarlar bulutu getirir, ardından ise sıcaklık bir anda azalarak yağmur taneleri donar ve dolu yağışı görülür.
    Dolu yağışlarının ne zaman oluştuğunu merak edenler için ise ; kimi zaman bulutlar boyuna seyreder ve dolu yağışlarının sıcak hava bulutlarından çıkışını önler. Bu nedenle dolu yağar hemde oldukça büyük tanelerle…
    Dolu tarımsal faaliyetlerle ilgilenen kişilerin sevmediği bir doğa olayıdır. Bunun için pek çok önlemler alınır. Hatta bu doğa olayı oluştuğunda kısa süreli farklı üretim teknikleri uygulanır. Çünkü dolu ürünü ve toprağı olumsuz etkiler.
    Kar ve Dolu Oluşumu
    sudamlasi.jpg
    Yağmurun oluşması iyi bilinmesine rağmen suyun katı evresi su çevriminin süreçleri arasında en az bilinenidir. Bununla birlikte, sıcaklıkları, çiğ noktasınınkinin oldukça altında olan bulutlarda su buharının bulunduğu kanıtlanmıştır. Aynı şekilde, su 0 0C’ın oldukça altındaki sıcaklıklarda sıvı halde bulunur. Su buharı ve sıvı su bulutları buz bulutlarından çok daha fazladır. Özellikle –41 0C’a kadar sıvı halde bulunabilir. Bulutlu hava “donma çekirdekleri” içerdiği zaman bu aşırı erime sona erer.
    Kısaca kar için birinci koşul bir bulutun yani sıvı su içeren bir meteorun varlığını gerektirir. Bu koşul yağmur içinde gereklidir. Zaten bulutlu oluşumların yağmurları, buluttaki buz kristallerin çevresindeki sıvı suyu azaltarak, irileşmesinin neden olduğu daha önceki bir kar yağışından ileri gelir. Yer yüzüne kar yağması için alt katmanların sıcaklığı 0 0C’nın altında olması yeterlidir, bu karın yere düşmeden önce erimesini önler. Kuvvetli kar yağışları, aşırı erime halinin yükseltide durması şeklinde açıklanır.(Donma çekirdekleri etkisi)
    Böylece karın oluşması için iki koşu gereklidir:
    Aşırı erimenin sürmemesi için oldukça fazla sayıda çekirdeğin bulunması ve yükseltide sıcaklığın oldukça düşük olması,
    Karın yağmura dönüşmemesi için yerdeki sıcaklık 0 0C’ın altında olmaması.
    Düşey devinimler çok şiddetli aşırı erime damlalar, içerde hava kabarcıklarını da koruyarak, birdenbire katılaşırsa kar yerine dolu yağar.
    Kar, ya yıldız ya prizma biçiminde kristaller ya da yumaklar halindedir. Kristaller, çok düşük sıcaklıklarda(genellikle yüksek enlemlerde) oluşan soğuk, ince ve kuru kardan meydana gelir.

    Yağmur nedir,Nasıl oluşur?


    Havadaki su buharının gerekli (uygun) ortama ulaştıktan sonra yoğunlaşarak yeryüzüne su damlacıkları halinde düşmesi. Yağmurun önemi çok büyüktür. Çünkü bütün canlıların hayatlarının devam etmesi, büyük ölçüde suya bağlıdır. Bu suyun tabii olarak gerek canlılar ve gerekse bitkiler tarafından temin edilebilmesi ise yağmurun yağmasına bağlıdır. Yağmur, zamanında yeter derecede yağmazsa toprak nemsiz kalacağından bitkiler kendi ihtiyaçları olan suyu alamayıp kuruyacaktır. Yine hayvanlar ve insanlar da bu kuraklık neticesi sularını temin edemeyeceklerdir. Bu arada tarım alanları da sulanamayacağı için yiyecek sıkıntısı da olacaktır. Bu ehemmiyetinden dolayı, dinimiz yağmuru rahmet olarak da adlandırmaktadır.
    Yağmurun meydana gelişi: Yağmur, suyun su-buhar-yağmur çevriminin bir parçasıdır. Bilindiği gibi su normal şartlarda sıvı halinde bulunur. Sıcaklığın artmasında buhar haline dönüşen su, havaya yükselerek bulut kümeleri halinde toplanır. Genelde suyun daima 100°C’de buharlaştığı sanılır. Su havanın basıncına bağlı olarak 100°C’nin altındaki sıcaklıklarda da, mesela 20°C civarında da buharlaşabilir. 100°Cise 1 atmosfer basınç altında suyun kaynama ve hızlı buharlaşmaya başladığı noktadır.
    Bulutların meydana gelmesini sağlayan su kaynakları büyük ölçüde okyanuslar, denizler, göller ve nehirlerdir. Hava sıcaklığının artmasına bağlı olarak suyun buharlaşması fazlalaşır. Bu yüzden sıcak kuşak denizleri (ekvator bölgeleri) bulutların en fazla meydana geldiği yerlerdir.
    Sıcaklığın artması suyun buharlaşmasını arttırdığı gibi; havanın bu buharları (nemi) taşıma kapasitesini de yükseltir. Misal olarak 1 m3 hava 0°C’de 17,3 gram nem taşıyabilir. Bu sıcak havaların daha fazla yağış getirebileceğini de göstermektedir. Nitekim lodostan esen rüzgarlar sıcak bölgelerden geldiğinden çoğu defa yağışı da beraberinde getirmektedirler. Ama bu mutlaka böyle olur demek değildir. Diğer yönlerden esen rüzgarlar da yağış getirebilirler.
    Buharlaşarak havaya karışan su zerrecikleri havada yükselmeye başlar. Bu zerrelerin kümeleşmesi bizim bulut dediğimiz olaydır. Bulutlar içindeki nem oranının azlığına, çokluğuna göre alçakta veya yüksekte toplanır. Nemi en fazla olanlar alçak olanlardır. Bu alçak bulutlar çok çabuk yağmur haline dönüşebilir. Bununla birlikte yüksek bulutlar da aşağıda belirtilecek olan şartların meydana gelmesiyle yağış haline dönüşebilir.
    Bunların yağış haline dönüşebilmesi için, bulutu taşıyan havanın sıcaklığının düşmesi lazımdır. Şöyle ki; havanın sıcaklığının artmasıyla taşıyabileceği nem oranının da artmasına mukabil, havanın sıcaklığının düşmesiyle de taşıyabileceği maksimum nem miktarı da azalacaktır. Bu miktarın üzerindeki nem tekrar yoğunlaşarak su haline gelir. Bu su damlacıkları ise yerçekimine tabi olarak aşağıya düşmeye başlayınca artık yağmur adını alır. Yağmur başlıca şu hallerde meydana gelebilir:
    1. Denizlerden suyun buharlaşarak yükselmesi neticesinde kümeleşen bulutlar rüzgarla birlikte sürüklenerek soğuk yerlere giderek yoğunlaşır ve yağış haline dönüşür.
    2. Bu bulutlar yüksek dağ silsilelerine çarparak alçaklara göre soğuk olan bu yerlerde yağışlar meydana getirirler. Misal olarak Rize dolaylarının fazla yağış alması bu sebeptendir.
    3. Havanın alçak basınç alanlarından gelen bulutlar yüksek basınç alanlarıyla karşılaşınca yine yağış
    meydana gelir. Çünkü basıncın yükselmesi yoğunlaşmayı arttırır.
    Dünyada en fazla yağış alan yerler ekvator bölgesi ve muson memleketleridir. Buralarda sıcaklık çok yüksek olduğundan buharlaşma da çok olur. Bu buharlar bu bölgelerdeki yüksek yerlere çarparak veya soğuk memleketlerden gelen rüzgarlara çarparak hemen yağmur haline dönüşüverir. Bu bölgeler bütün yıl yağışlıdır.
    Diğer yerlerdeki karaların kıyıları iç kısımlarına göre daha fazla yağış alır. Denizden gelen bulutlar daha iç kısımlara gitmeden kıyı bölgelerinde yağmuru sıcak farkından dolayı bırakır. Bu yüzden denizden uzak memleketlerde kuraklık daha fazla olur. Umumiyetle kıtaların batı kıyıları daha fazla yağış alır. Bunun sebebi ise rüzgarların büyük ölçüde batıdan esmesidir.
    Havada yağmurun meydana gelebilmesi için toz ve minerallerden hasıl olan yoğunlaşma çekirdeklerinin olması gerektiği anlaşılmıştır. Bu çekirdekler rüzgar vs. gibi atmosferik olaylarla havaya karışan toz mineralcikleridir. Yoğunlaşma bu çekirdekler etrafında başlamaktadır. Bu hadiseden kaynaklanarak sun’i olarak yağmur yağdırılıp yağdırılamayacağı araştırılmış ve neticede yağmur bombaları imal edilmiş. Bu bombaların esası da bulutun içinde sun’i olarak yoğunlaşma çekirdeklerini taşıyan bu bombanın patlatılarak bu çekirdekleri bulut içine dağıtmaktan ibarettir.
    Sun’i olarak yağmur bombası ile yağmur yağdırabilmek için yağışa elverişli bulutların bulunması gerekir. Yoksa hiç bulut yokken bomba ile yağmur yağdırılması demek değildir. Bu bir nevi bulutların sağılmasıdır.

    Kar Nasıl Oluşur? Dağ ortamında Kar ve Buz çeşitleri


    kar-buz.jpg
    Atmosferdeki su buharı donma ısısı altındaki derecelerde yoğunlaşınca kar kristalleri ortaya çıkar. Bunlar mikroskobik boyuttaki toz parçacıkları gibi yabancı maddelerin çekirdekleri çevresinde oluşur ve atmosferdeki su buharı yoğunlaşıp bunlara katıldıkça büyürler. İnce su tanecikleri de kar kristallerinin büyümesine katkıda bulunur. Genelde kristaller altıgen şeklinde olsalar da, boyut ve şekil farklılıkları sonsuzdur ve bunlara plakalar, kolonlar ve iğneler dahildir. Bu şekiller, hava ısısı ve su buharı miktarına göre değişir.
    Kar nasıl oluşur?
    Bir kar kristali, değişik ısı ve su buharı koşulları içeren hava kütleleri arasından düşerken, daha karmaşık veya birleşik çeşitler oluşabilir. Donmaya yakın ısıdaki havadan geçen kristaller, bir araya gelip yapışınca kar tanelerini oluşturur, içinde su damlacıkları içeren havadan düşen kar kristallerine su damlacıklarının donmasıyla graupel (yumuşak dolu) olarak bilinen yuvarlak kar parçacıkları oluşur.
    Yeni yağan karın yoğunluğu hava koşullarına bağlıdır. Aşırı soğuk ve çok durgun koşullarda en az yoğunluktaki kar (hafif ve kuru) yağar. Aşırı düşük ısılarda yeni kar ince, taneli ve biraz daha yoğundur. Genel bir kural olarak ısı arttıkça, kar yoğunlaşır (ağır ve ıslak olur), ancak bu yoğunluk -7 C’den O C’a kadar çok farklıdır. En büyük yoğunluk donmaya yakın ısıda düşen iğne kristallerde görülür. Yeni yağan kardaki su oranı yüzde birden, yüzde otuza kadar değişebilir ve dağlardaki karın ortalama su oranı yüzde 7 ila 10’dur. Şiddetli rüzgar düşen kristalleri bir araya yığıp yoğun, ince taneli kar yarattığı için, rüzgar da kar yoğunluğunu etkileyecektir. Rüzgar şiddeti arttıkça kar yoğunluğu da artar.
    Kar Örtüsünün Yüzey Şekilleri
    Rüzgar, ısı, güneş, donma – erime çevrimi ve yağmurdan etkilenen kar ve buz, sonsuz bir yüzey değişimi yaşar.
    kar-kristalleri.jpg
    Kar Durumu ve Karda Seyahate Etkileriye Tehlikeleri
    Rüzgârla donan ıslak kar (rime): Hemen yer seviyesinde oluşan bir kar türüdür. Su damlacıklarının ağaçlar, kayalar ve rüzgâra maruz kalan diğer objeler üzerinde donmasıyla oluşan donuk beyaz renkli yoğun artıktır. Bu tür kar rüzgâr yönünde birikir.
    islak-kar.jpg
    Şekil olarak geniş, tüyümsü çıkıntılar veya sadece sağlam bir kabuk yaratabilir ama normal kristal oluşumu yoktur.
    Donuk buhar (hoarfrost): Bu da yer seviyesinde oluşan bir diğer kar türüdür. Rüzgârla donan karın tersine, donuk buhar belirgin kristal şekilleri sergiler: yaprak, çanak ve kıvrık şekiller gibi. Bu tür kar, atmosferdeki buharın doğrudan katı hale dönüşmesi olan süblimleşme olayı ile katı cisimler üzerinde oluşur.
    donuk-kar.jpg
    Karın üzerinde oluşursa yüzey donuğu olur ve genellikle soğuk, açık gecelerde ortaya çıkar. Kristallere güneş ışığında bakılınca kırılgan, tüylü ve parıl parıl oldukları görülecektir. Yüzeyde bu tür kalın bir donuk örtüsü varken eğlenceli kırılma sesleriyle birlikte hızlı, mükemmel kayak yapılabilir.
    Toz kar: Hafif tüy gibi olan yeni yağmış kar için kullandan yaygın isimdir. Ancak toz kar daha isabetli şekilde, tüylü bir kristalin girinti ve çıkıntılarındaki büyük ısı farkları nedeniyle yapışma özelliklerinin bir kısmım kaybetmiş olan yeni kar olarak tanımlanabilir. Değişme uğramış kar gevşek ve toz haldedir; yamaç aşağı kayağa uygundur ve kuru – gevşek kar çığlarına yol açabilir, içinde çoğunlukla hava tuttuğu ve üstüne ağırlık binerse içine batacağı için, toz karda yürümek ve tırmanmak zor olur.
    Mısır kar: Bahar başındaki erime döneminin başlamasıyla gelen iyi hava dönemi sonucunda kar yüzeyinde oluşan iri, yuvarlak kristallere genellikle mısır kar denilir. Kristaller karın her gün eriyip yeniden donması sonucunda oluşur.
    misir-kar.jpg
    Gece donduktan sonra gündüz açılan mısır kar, kayak ve ayak izi açarak yürümek için çok iyi zemin yaratır. Erimenin devam ettiği günün devamında, bu tür karda yürümek batak bir hal alır. Öğleden sonra ise, eriyen karın suyunun alttaki tabakaları ıslatıp kayganlaştırmasıyla ıslak kar çığları oluşabilir. Özellikle kayak, snowboard veya kar motosikletleri ve ayakta kayma yordamlarıyla kara baskı verilirse, bu ihtimal artacaktır.
    Çürük kar: Bu tür kar, üstte kalan sert kar tabakalarının altında yer alan yumuşak ıslak kar tabakalarıyla karakterize olan bir bahar koşuludur. En kötü şeklinde bir kayakçının ağırlığını bile tutamaz. Sabahleyin iyi bahar kayağı koşulları yaratan kar, öğleden sonra çürük kara dönüşebilir. Altta kalan donuk karın ıslanıp sahip olduğu zaten kısıtlı gücü de yitirmesiyle çürük kar oluşur. Bunun sonucunda, ıslak kar veya tabaka kar çığları ortaya çıkacaktır. Erciyes dağı gibi, karasal iklime sahip bölgeler bu tür karı oluşturur. Güney kıyılarımızda yer alan dağlar gibi deniz iklimi olan yerlerde, genelde derin ve yoğun bir kar tabakası olduğu için çürük kar koşullarına rastlama ihtimali daha azdır.
    Karda erimeyle oluşan kabuk türleri: Kar yüzeyindeki erime sonucu oluşan suyun yeniden donarak kar kristallerini birbirine tutunan bir tabaka haline getirmesiyle, karın üzerinde sert bir tabaka oluşur.
    Güneş ile oluşan kar kabuğu: Bu, erimeyle oluşan kabukların en sık rastlananıdır. Bu tür kabuk oluşturabilecek ısılar, güneşin yanı sıra ılık hava ve kar yüzeyinde yoğunlaşmayla da olabilir. Kışın ve bahar başında, kardaki kabuğun kalınlığı genellikle erimenin olduğu tabakayla belirlidir. Bu tür kar genelde basınca kırılıp içine gömülecek kadar incedir ve kayak veya yürüyüşü zorlaştırır. Bahar sonu ve yaz dönemlerinde kar örtüsü su içerdiği için, bu tür kabukların (ortalama 10 cm’den incedir) kalınlığı gecenin ne kadar soğuk olduğuna göre değişir.
    Yağmur ile oluşan kar kabuğu: Bir diğer tür kar kabuğudur; yağmur suyu kar tabakalarından süzülünce oluşur. Yağmur suyu kardan süzülürken genelde belirgin yolları izler ve donduktan sonra kar kabuğunu alttaki tabakalara tutturan parmaksı yapılar oluşturur. Bu özellik sayesinde kar örtüsü çığa dayanıklı hale gelir ve dayanıklı yürüme yüzeyleri oluşturur. Özellikle, yükseklerde bile yağmurun sık görüldüğü kıyıya yakın dağlık bölgelerde buna rastlanır. Donup parlak bir hal almış kabuklar çok kaygan ve tehlikeli olabilir.
    Rüzgâr ile tabakalaşan yığma kar (wind- slab): Yüzeydeki kar tabakaları rüzgarla bozulduktan sonra kar zaman içinde sertleşir.(Alıntıdır.)

    Selam arkadaşlar; benim de açmayı düşündüğüm bazı istekler doğrultusunda konularımızın aktiflik durumuna bağlı olarak genel kültürümüzü geliştirmek adına buradan Ülkemizde yer alan; Diller,lehçeler,şiveler, yöresel ağızlar ile alakalı sözcükler,deyimler,cümleler,nidalar,atasözlerinin farklı okunuşları,gibi kütürel dil zenginliklerimizi hem tanımak, hem tanıtmak adına bu konuyu açmaya karar verdim.( Not:Aşağılayıcı,alaycı,küfür,hakaret,siyasi,dini zedeleyici,cinsel içerikli vs.dil kullanımlarından sakınalım.Hayırlı forumlar ;)
    t%C3%BCrk%C3%A7e-%C5%9Fiveler.jpg
    tarzı :D  ayrıca türk dilinin yayılışı hakkında;makaleler,söyleşiler,tarihi yazılar,nasıl var olduğu kaç koldan ayrıldığı lehçelerin nasıl oluştuğu?,şivelerin nasıl oluştuğu?, ağızların nasıl oluştuğu? ile alakalı bilgilendirici notları da paylaşalım. Hem öğrenelim hem öğretelim. (Unutmayalım ki; bilmemek değil;öğrenmemek ayıp).... :thumbup:

    Pek rağbek görürmü bilmem ama bence önemli.Yöresel dil konusu açılabilir mi?Dilimizin yüzyıllara varan bir geçmişi var.Her ile,aynı ile ait olsa da farklı şive,söyleme,anlam ve mana farklılıkrı var.Burada renkli bir köşe olabilir.Yaşlılarımızdan(ben hariç)duyulan,öğrenilen,kulakta kalanlar buraya yazılabilir.Yeri gelir gülünür,yeri gelir anlam ve manasına hayranlık duyulur.
    iki örnek vereyim..
    Köyümde r harfiyle başlayan kelimeler,isimler
    Ramazan-ırmızan
    Raf-ıraf

    bunu değerlendireceğim abi karadeniz,akdeniz,ege,marmara,doğu ve g.doğu tüm yöreleri ve bölge şive lehçe dillerini paylaşalım. bunun ile alakalı konu açacağım en geç yarın;)

    Çarşamba öğlen saatlerinden itibaren Çatalca Silivri hattından başlayan kar yağışları, akşam saatleri civarı en geç 17.00 -18.00 sıralarında Avrupa yakası sonrasında tüm İstanbul il genelinde yayılan kar yağışı Çarşamba perşembe ve özellikle cuma belki de en etkili şekli ile yağdıktan sonraki cumartesi sabahı dek yapışları ile bazı ilçelerde ; parçalı bulutlar arkasından kar yağışları görülecektir etkisini azaltarak devam edecektir. Sistemin sona ermesi pazar gibi gözükse de ben önümüzdeki salı çarşamba ya kadar yine ara ara etkili sea effect yağışları ile yağışların aralıklı devam edeceğini ön görmekteyim. Burada mgm yüksekler için 20-25 cm demiş ama dek etkisi ve sürenin uzun oluşu bu kez yükseklerde 50 cm üzeri yerler alçaklar İçin 15-20 cm yer yer 30-40 cm ilçeler olacaktır. Umarım dekler bizi üzmez. ;)