HAVA Hikayeler Ve Anılar

  • Neden ve ne için.. Hepimizin mutsuz olduğu hatta üstesinden hiç bir zaman gelemeyeceğimizi düşündüğümüz sıkıntılı günleri az yada çok yaşamışızdır pekii gerçek mutluluğu nasıl buluruz? Nedir gerçek mutluluğun sırrı? İnsanın canı yandıkça daha da alışıyor dertlerine.. Artık zihin öyle bir uyuşuyor ki hiç bir zihinsel acıyı hissetmiyorsun.. Zamanında kalbinin derinliklerine vuran acıyı artık hissetmiyorsun.. Hatta ağlıyamıyorsun bile. Emin olun gerçek mutluluğu olumsuzluklara alışamadığınız müddetçe bulamazsınız.. Bırakın geçsin kafanızın içindeki düşünceler ağlayın, göz yaşlarınız kalbinizdeki o yangını söndürsün...

    • Resmi Gönderi

    İnanç buradan geliyor: ❤️❤️

    <3                     <3

    <3<3<3

    <3

    <3

    <3

    "La ilahe İllallah muhammeden resulullah"

    "Allahümme salli ala seyyidinâ Muhammedin ve ala ali seyyidina Muhammed"

    "Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resulühü"

    • Resmi Gönderi

    dunya bazen hiç gerçekçi gelmiyor Sinan

    Gerçekler sende ne anlama geliyor bilsem iki kelam yazardım

    "La ilahe İllallah muhammeden resulullah"

    "Allahümme salli ala seyyidinâ Muhammedin ve ala ali seyyidina Muhammed"

    "Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resulühü"

  • Hepimiz üzüldük bu hayatta. Bir darıldığımız oldu bir sevindiğimiz.. Ama önemli olan ne biliyor Musunuz? Yaptığımız hataların farkına varıp yine aynı hatayı yapmamak bu hayatta çok iyi niyetli olursak çok üzülürüz. Fazlaya kaçmadığı sürece biraz hayır diyebilmektir önemli olan...

  • Hiç kimseden göremediğim insanlığı senden gördüm.. Hiç kimseden göremediğim merhameti senden gördüm.. Hiç kimseden göremediğim dostluğu senden gördüm. Hiç kimseden göremediğim vicdanı senden gördüm.. İYİ Kİ VARSIN TARÇIN..

    IMG_20211225_163458.jpg

  • Gecenin bir yarısı gözümü açtım. Musluktan su sesi geliyordu dışarıda güçlü bir fırtına vardı. Her zamanki gibi doğa benim yerime acılarımı anlatıyordu..

  • Deli olmak düşüncelerini iletmekten aciz olmak demek. Sanki yabancı bir ülkedesin çevrende olup biten her şeyi görüyor, anlıyorsun, ama istediğini anlatmaktan dolayısıyla da yardım bulmaktan umutsuzsun, çünkü orada konuşulan dili bilmiyor anlamıyorsun. - Paul Coelho

  • Öyle bir an geliyor ki nefes aldığımı unutuyorum.. Öyle bir an geliyor ki düşünmekten söylenenleri algılayamıyorum...


    Harici İçerik youtu.be
    Dış kaynaklardan gömülen içerik, izniniz olmadan görüntülenmeyecektir.
    Harici içeriğin etkinleştirilmesi yoluyla, kişisel verilerin üçüncü şahıs platformlarına aktarılabileceğini kabul edersiniz. Gizlilik politikamızda bununla ilgili daha fazla bilgi verdik.

  • Biraz korku tarzı ama olsun.. :'D


    Ben daha hayata atılmamış basit bir lise öğrencisiyim. Adım yusuf fakir bir evde ailemle beraberim. Yalnız bir insandım fakat bundan hiç rahatsızlık duymuyordum.

    Cumartesi sabahının ilk ışıklarıydı. Ben uyku sersemi bir insanım. Hafta içleri okula kalkmak bana oldukça zor geliyordu. Yatağın başında öylece düşünürken annem bana şöyle seslendi: “Aldığın notlar neden bu kadar düşük Yusuf sanırsam derslerine çalışmıyorsun! Dedi. İçimde hafif bir öfkelenme olsa da bir şey diyemedim. Haklısın anne deyip geçiştirdim. Güzel bir kahvaltıdan sonra biraz internette takıldım. Bu aralar google’nın bana sunduğu ilginç gündem haberlerinin olduğunu fark ettim. Merak ettiğimden dolayı hemen onlardan bir tanesine tıkladım. İnsan derisinden yapılmış bir tişört! Bu beni biraz ürkütmüştü ve bu benim diğerlerine bakmama engel olabilmişti. İçimde tuhaf bir korkuyla hemen bilgisayarı kapattım. Etrafa baktığımda az önce termal perdenin arasından yansıyan güneş ışıkları tamamen kaybolmuştu. Sanırsam yağmur geliyordur diye düşünmüştüm. Fakat dışarı baktığımda resmen akşam olmuştu. Ben daha bilgisayarıma bakalı 5 dakika olmuştu daha sabahtı! Zaman nasıl bu kadar hızlı akmış olabilir ki dedim. Hızlıca odalara baktığımda tüm ailem uyuyordu. Saate baktığımda geceyi bile bulmuştu. Bu nasıl olabilir diye aklımı kurcalarken daha fazla düşünmem benim aklımı kaçırmama sebep olabilirdi. Bu sebepten ötürü hiç sorup soruşturmadan direk bende yatağa girip uyudum… Ve 1. Gün.. Her zaman ki gibi yine kalktım. Kahvaltımı ettim. Bu sefer bilgisayarımın yanından geçerken ürküyordum. Derken odamda ufak tefek değişikliklerin olduğunu fark ettim. Daha önce sağda olan lamba düğmesinin solda olduğunu gördüm. Kalbim hızlıca atmıştı. Hızlıca düşünüp. Anne! Diye seslendim. Annem yanıma gelip efendim oğlum dedi. Bende anne bu lamba düğmesi daha önce burda değildi siz mi bunu yaptınız dedim. Annem ise: “hayır oğlum her zaman ki yeri işte. Sen iyimisin biraz tuzlu ayran vereyim”. Dedi bende. Hayır anne teşekkür ederim. Lütfen beni yalnız bırak dedim. Tuhaf bakışlarla yanımdan ayrıldı. Hızlıca gardıropun içine girip bu olaya açıklık getirmeye çalıştım. Ancak bir türlü mantıklı bir sonuca ulaşamadım. Belki rüya görüyorumdur diye parmaklarımı saydım kendimi cimcikledim. Ama hayır hala 5 parmağım vardı ve hala canımı yakabiliyordum. Ve… Keşke o lanet olası gardıroptan dışarı çıkmasaydım. Yine zaman bir anda ilerlemişti. Ağlayarak hiç bir şey düşünmeden tekrar yatağıma girip uyudum. 2.gün: Bu sefer uyandığımda evde ne annem vardı. Ne de kardeşim. Evde yalnızdım. Takvime baktığımda şok olmuştum! Bugün günlerden yine cumartesi! Bu durumlara alışsamıydım yoksa beni deliler hastanesine yatırsalarmıydı bilemedim. Bu sefer ciddi bir şekilde susuzluk ve açlık yaşıyordum. Bacaklarım tir titriyordu. Hızlıca ne var ne Yok her şeyi yedim içtim. Neler olduğunun hakkında hiç ama hiç bir fikrim olmuyordu. Televizyon odasına girince bu sefer bura da da değişiklikler olduğunun farkına vardım hemde nasıl!.. Duvardaki boyalarda değişiklik olmuştu. Koltuğa oturup. Alnımı tutup çaresiz bir şekilde ağlıyordum. Derken başıma bir şey damladı. Hemen yukarı baktığımda gördüğüm şey karşısında şok olmuştum bildiğin tavandan aşağıya kan damlıyordu. Daha fazla çıldırmadan. Kapıyı açıp dışarıya doğru ilerliyordum. Dışarı çıkacaktım çıkmasına ama. İmkansız bir şey yaşıyordum. Ben sokağa çıkayım derken tekrardan evime geliyordum. Artık bu durumlara öyle alışık hale gelmiştim ki her şeyi akışına bırakıyordum. Ve saat tekrardan 00:00. Bu sefer daha önce hiç bu kadar uykum gelmemişti gözlerim kapaklarımı istemeden kapatıyordum. Bu sefer yatağa ulaşamadan yerde uyumuştum. 3.gün: Sabah kalktığımda ciddi bir şekilde baş ağrım vardı. Aradan 5 dakika sonra mide bulantım başlamıştı resmen hastalanmıştım. Zar zor yatağıma doğru ilerleyip uzanmıştım. Bir yandan kendimi kötü hissederken bir yandanda. Yaşadığım şeylerin gerçek olmadığına inanmaya çalıştım. Derken evden: “Oğlum!” Diye ses geldi bende “Anne kurtar beni!” Dedim. Ayağa kalktığımda kendimi bayılacakmış gibi hissettim bir adım daha attığımda ise yere düşmüştüm resmen kulağım çınlıyordu. Gözlerim bulanıklaşmaya başladığında ise önümde birisinin dikilip bana baktığını gördüm. İlkten annem olduğunu zannetmiştim. Fakat ben o kişiyi tanıyamamıştım. Bayıldığımda ise sonrasında yaşadıklarım dehşet vericiydi.. işte o günden beri sağda solda gördüğüm insanlar benden uzak duruyordu. Kimseye derdimi anlatamıyordum…

    Vay be bunu ben mi yazmışım gerçekten! 🤨 Devamını getirmek istiyorum!