- Resmi Gönderi
Sitemiz dev Aktif Karadenizli çok dostlarımız var bu konuyu onlara bırakıyorum tanıtma işi sizlerde
Not fazla resim kullanmayalım
Yorum bırakmak için üye olmanız gerekir
Zaten hesabınız var mı? Oturum açın.
Şimdi giriş yapTopluluğumuzda yeni bir hesap için kaydolun. Bu kolay!
Yeni bir hesap oluşturSitemiz dev Aktif Karadenizli çok dostlarımız var bu konuyu onlara bırakıyorum tanıtma işi sizlerde
Not fazla resim kullanmayalım
Emeğin baş kenti, işçi memleketi, Türkiye'nin ilk ili olan ZONGULDAK
Nüfusumuz:596.053
7 ilçemiz bulunmaktadır. Kdz Ereğli, Alaplı, Çaycuma, Devrek, Gökçebey, Kilimli, Kozlu. Çoğunlukla işçi sınıfının yaşadığı kilimli ve Kozlu da kömür işletmeleri çoktur. Türkiye'nin Karadenize açılan kapısıdır Zonguldak. Liman işletmeciliği büyük önem taşır. Çoğu kimse Zonguldak'a merdiven şehri diye tanımlar. Dağlık bir yapıya sahip olduğu için merdiven de çoktur. Denizi çok temizdir.İnsanları mert,dürüst ve cana yakındır. Şehir merkezi eski yapılardan oluştuğu için biraz düzensizdir. Gezebilinecek yerleri:Maden müzesi, Ereğli müzesi, Filyos plajı, Cehennem ağzı mağarası, Alemdar gemi müze, bastoncular çarşısı, gökgöl mağarası
RİZE:
4 mevsim bol yağış alan özellikle ağustos ayında maalesef can ve mal kaybına neden olabilecek yağış potansiyeline sahip olan, nem oranı yüksek, dağları kıyıya yakın ve paralel olmasının avantajını soğuk kar ataklarında bolca alabilen, karlı sistem terk ettikten sonra kar erimesinin kıyılarda hızlı olan :), yeşili koyu ve bol olan , havası temiz ama nem oranı yüksek olması nedeniyle romatizmal hastalıklara davetiye çıkartan , nefes darlığı çeken kişiler için özellikle kıyı şeridinin yaşanabilir olamayacağını söyleyebildiğim Rize ilimiz diğer bölge illerimiz gibi yaylalarıyla meşhur bir yapıya sahiptir.
Ordu, Türkiye’nin en kalabalık otuzuncu şehridir. 2020 Yılı verilerine göre nüfusu 761.400’dür. Karadeniz bölgesinde, Orta ve Doğu Karadeniz bölümünde yer almaktadır. Ancak yeni oluşturulan ve bölgesel karışıklıkları ortadan kaldırmak için düzenlenen yeni bölgesel istatistiki düzenlemelerde Ordu ilinin tamamı Doğu Karadeniz topraklarında kaldı.
İlin kuzeyinde Karadeniz güneyinde Tokat ve Sivas illeri, batısında Samsun, doğusunda Giresun ili vardır. Büyükşehir statüsünde olan Ordu, 19 ilçeden oluşmaktadır. Yüz ölçümü bakımından en büyük 57'nci ildir. Plaka kodu ise 52’dir.
Ordu'nun bazı tarihi yerleri ve doğal güzellikleri
Gölköy Kalesi, Ünye Kalesi, Kurul Kalesi, Taşbaşı Kilisesi
Yason Burnu, Ulugöl, Perşembe Yaylası, Çiseli/Ohtamış/Çavuşlar Şelaleleri, Küpkaya Kanyonu Yoroz Kayalıkları, Boztepe, Çambaşı Yaylası, Çaka Plajı
Daha vardır ancak aklıma bunlar geldi. Aklıma geldikçe eklerim
Memleketim Batı Karadeniz'in 78 Plakalı Kenti Karabük'ü tanıtalım bizde
TANITIM
Karabük yüzölçümü:4109 Km²
Karabük Rakım :270 Metre
Karabük İl Merkezi Nüfusu: 117557 Kişi (2015 )
Karabük Toplam Nüfusu: 236978 Kişi (2015)
İl Trafik Kodu: 78
İl Telefon Kodu: 370
Bitki Örtüsü ve Doğal Hayat : İlin yüzölçümünün % 60’ı ormanlarla kaplıdır. Merkez İlçe, Safranbolu, Yenice ve Eskipazar ormanların gür olduğu alanlardır. Eflani, Ovacık ve Eskipazar çevresinde karasallık etkili olduğundan bozkırlar yaygın olarak görülür. Buralarda yüksek kesimler ormanlarla kaplı olup ağaç yetişme sınırının üzerinde olan yerlerde geniş dağ çayırları bulunmaktadır.
İklim : Batı Karadeniz Bölgesinde yer alan Karabük’te kısmen Karadeniz ikliminin özellikleri görülmektedir. Yalnız Karabük, kıyıdan içeride kaldığı için, Karadeniz’in nemli havasından yeterince yararlanamamakta, karasal iklimin özellikleri daha ağır basmaktadır. Karadeniz ikliminden karasal iklime geçiş sahasındaki Karabük’te geçiş tipi iklim etkili olmaktadır. Yıllık ortalama sıcaklık 13.20 C’dir. En soğuk ay olan Ocak’ta ortalama 2.60 C, en sıcak ay olan Temmuz’da 23.10C, sıcaklık vardır. Ortalama yıllık amplitüd ise 20.50 C’dir. Şu ana kadar ölçülen en yüksek sıcaklık 11 Ağustos 1970’de 44.10 C’dir. En düşük sıcaklık ise 25 Ocak 1974’de -15.100 C olarak ölçülmüştür.,
Karadeniz ikliminin etkisiyle her mevsim yağış görülse de, Temmuz ve Ağustos aylarına rastlayan kurak bir dönem belirginleşmiştir. Karadeniz kıyılarına göre oldukça az yağış alan Karabük’te yıllık ortalama yağış miktarı 487.7 mm. dır. Eflani, Ovacık ve Yenice çevresinde yıllık yağış miktarı daha fazladır. Temmuz ve Ağustos en az yağış alan aylardır. İlkbahar ve yaz aylarında sağanak yağışlar görülmektedir. Karabük’ün yıllık rüzgar gülü incelendiğinde hakim rüzgar yönünün güneybatı olduğu görülür. Batı ve kuzeyden de fazla rüzgar esmektedir. Yıllık ortalama rüzgar hızı 0.8 m/sn. dır.
COĞRAFİ KONUMU
Batı Karadeniz bölgesinde bulunan Karabük, Kuzeyinde Bartın(80 Km), Doğusunda Kastamonu (112 Km) Batısında Zonguldak (102 Km) Güney doğusunda Çankırı (193 Km.) Güney batısında Bolu (134 Km.) uzaklıklarda bulunmaktadır. Bölgenin merkezi konumundaki Karabük aynı zamanda Başkentimiz Ankara (215 Km.) Ülkemizin ticari, sosyal ve nüfus olarak en büyük ili İstanbul (396 Km.) uzaklıklardadır.
KARABÜK TARİHİ
Karabük, 1937 yılına kadar, Safranbolu’ya bağlı Öğlebeli Köyü'nün 13 hanelik bir mahallesiydi 1935 yılında açılan Ankara-Zonguldak demiryolunun üzerinde yer alıyordu. Demiryolu ile taşıma imkânının varlığı ve kömür yataklarının yakınlığı nedeniyle, burada bir demir çelik fabrikası kurulması kararlaştırıldı. 3 Nisan 1937'de Atatürk'ün talimatıyla, İsmet İnönü, hâlâ Karabük'ün en önemli geçim kaynağı olan Karabük Demir Çelik Fabrikası'nın temellerini attı.
Karabük, 6 Haziran 1995'te, Çankırı'nın Ovacık ve Eskipazar ilçeleri ile Zonguldak' ın Yenice, Safranbolu ve Eflani ilçelerinin birleştirilmesiyle Türkiye'nin 78. ili oldu. Karabük'ün Merkez ilçesi ile beraber 6 İlçesi, 1 Beldesi ve 277 Köyü Bulunmaktadır.
Karabük ilinin önemli bir kısmı Kuzey Anadolu Dağları’nın batıda kalan kısmını oluşturan dağların uzantılarından oluşur. Kuzey Anadolu Dağlarının bir parçasını oluşturan ildeki dağlar kıvrım dağlarıdır. Bu dağların yüksekliği 2.000 m. yi geçmez. Karabük’ün kuzeyinde, batıya doğru uzanan geniş bir dağlık alan bulunmaktadır. Küre Dağları’nın uzantıları niteliğindeki bu alanda, ortalama 1.400 m. yüksekliğe sahip Çiğdem tepe-Boyunduruk tepe-Tekirdağ-Üçbel tepe-Döneğen tepe-Çanakçı tepe ve Başköy dağları yer alır. Bolu Dağları’nın uzantısı niteliğinde olan Yenice çevresindeki en önemli yükselti ise Keçikıran tepesi (1.400 m.) dir.
Karabük’te en önemli yaylalar, Avdan Yaylası, Dede Yaylası, Sorkun Yaylası, Uluyayla, Göktepe Yaylası, Sarıçiçek Yaylası ve Boduroğlu Yaylası’dır.
Karabük’ün doğal güzellikleri arasında kanyonların ayrı bir yeri vardır. Daha çok Safranbolu’da kireçtaşı tabakalarının derin biçimde yarılması ile kanyonlar ortaya çıkmıştır. Bölgenin arazi yapısını ilgi çekici hale getiren bu kanyonların başlıcaları İncekaya Kanyonu Düzce(Kirpe) Kanyonu, Tokatlı ve Sakaralan (Tekekurum)’dır. Yenice’de yer alan Şeker Çayı ise 6,5 km. uzunluğunda, kenarları oldukça dik ve yüksek olan Şeker Kanyonu’nu oluşturmuştur.
İlde yer alan Bulak (Mencilis) ve Hızar Mağarası en tanınmış olanlarıdır. 6.502 m uzunluğu ile Türkiye’nin 4. büyük mağarası olan Bulak (Mencilis) mağarasında karstik oluşumlar ve bir yer altı nehri bulunmaktadır. Ayrıca, Sipahiler Köyü’nde bulunan ve 61 basamakla çıkılan bir mağara bulunmaktadır.
Karabük ilinin en önemli akarsuyu Filyos Irmağı’dır. Bu ırmağın iki önemli kolu olan Araç ve Soğanlı çayları il topraklarındaki önemli akarsulardır.
Dağların geniş yer kapladığı Karabük’te ormanlar son derece yaygındır. İlimiz, Türkiye geneli ormanlık alan durumlarına göre % 68,8’lİk orman alanı ile birinci sırada yer almaktadır.
photo-1578999305993-6a63f621cca6.jpgLatrans-Turkey_location_Karabük.svg.pngsafranbolu(1).jpgimage-21112016_kosuyolu_1.jpgzbbSSdh4aFgAn9dt5cb711e06227a.jpg
Ordu ili MÖ 400 yılından önce şehir merkezinin 5 kilometre dışında olan halk arasında Bozukkale olarak bilinen bölgede 'Kotyora' adıyla kurulmuştur. Kotyora, "Kut Yöresi" anlamına gelmektedir.[3]
Ordulu yazar Mithat Baş'ın araştırma ve kaynaklarına göre; Ordu, Osmanlı arşivlerindeki belgelere göre Türkler tarafından kurulmuş bir yerleşkedir. İlk çağ ve Orta çağda bugünkü Ordu’nun kurulduğu yerde aynı adla anılan antik bir kalıntı yoktur. Günümüzde Ordu yakınlarında Bozukkale olarak adlandırılan antik “Kotyora”nın Ordu ile hiçbir tarihi bağlantısı bulunmamaktadır. Ordu adı, 1396 yılında Hacı Emiroğlu Süleyman Bey tarafından Giresun'u fethetmek için toplanan 12 bin kişilik kuvvetin, günümüzdeki Eskipazar mevkiinde toplanması sonucu verilmiştir.[4]
Karadenizli Yazar Özhan Öztürk'e göre ise Kotyora adı bölgenin eski sakinleri olan Kolhislilerden (Tzan/Lazlardan) mirastır. Kotyora kelime anlamı itibarıyla Koto (Eski Lazca: Çanak, çömlek) + uri (Lazcada aidiyet belirtir) Kotoyuri, "çömlekçi; çanak, çömlek yapılan yer" anlamına gelir.[5] Bölgenin eski sakinleri olan Tzan/Can/Zan (Lazların) Antik ve Orta Çağ kaynaklarıyla sabit varlığı ve bölgeye Canik (Tzanika/Zanik: Tzan/Can/Zan: Lazların eski ulusal isimleri + ika bölge, ülke, toprak = Tzan/Laz Bölgesi) ismini ve başka pek çok toponim bırakmaları şehre de Kotyora ismini verdiklerini destekler niteliktedir.[6]
Ayrıca 1831'de ise Fatsa sınırlarından itibaren Ordu, Ulubey, Gölköy yöreleri tamamen Mesudiye ve Aybastı ilçeleri Erzurum eyaletine bağlı Şarkikarahisar livasına, Fatsa'nın iç ve batı kısımlarıyla Ünye, Canik (Samsun) livasına bağlanmıştır.
2012 yılında çıkarılan 6360 sayılı kanun[7] ve akabinde 2013 yılında çıkarılan 6447[8] sayılı kanun ile Ordu'da sınırları il mülki sınırları olan büyükşehir belediyesi kuruldu ve 2014 Türkiye yerel seçimlerinin ardından büyükşehir belediyesi çalışmalarına başladı.[9]
Coğrafyası
Ordu il merkezi 41° kuzey paraleli ve 37° ve 38° doğu meridyenleri arasında, Karadeniz Bölgesi'nin, Doğu Karadeniz bölümünde(Bölgesinde) yer almaktadır. İlin kuzeyini Kuzey Anadolu dağlarının kıyı sıraları kaplamaktadır. Kıyılara yakın tepelerle başlayan bu dağlar içeri doğru gittikce yükselir. Ordu, Giresun ve Sivas ilinin birbirlerine komşu olduğu kesimde 3.000 m yi bulmaktadır. İlin en yüksek tepesi Giresun sınırına yakın olan Aşut Obası'ndaki Gönderiç Tepesi'dir.
Ulugöl, Gölköy ilçe merkezine 17 km. mesafede bulunan bir krater gölüdür. 26.5 hektar büyüklüğündeki alan, Tabiat Parkı’dır. Doğal yapısı itibarıyla yüksek peyzaj değerine sahiptir Özellikle güz mevsiminde yaprakların sararmasıyla oluşan renk armonisi görenleri büyülemektedir. Alan içerisinde üç adet heyelan set gölü bulunmakta; göllerden birisi büyük diğer ikisi ise sazlıkla kaplı küçük yapıda göllerdir. Büyük gölde Abant Alası türü balık yaşamaktadır.
Ordu diğer doğal varlıklar; Perşembe Yaylası, Hoynat Adası, Ohtamış Şelalesi, Gaga Gölü, Çambaşı Yaylası,Keyfalan Yaylası, Kabadüz Ablak Taşı, Çiseli Şelalesi ve Geçilmez Kanyonu ile Boztepe'dir.
Chornomorsk Oblastı - Ukrayna da var bu arada onu eklememişler
Türkiye'de tahtında oturan "Ana Tanrıça Kibele" heykelinin ilk kez bulunduğu Ordu'daki 2 bin 300 yıllık Kurul Kalesi'nde kazı çalışmalarına tekrar başlandı. Kalenin kuzey tarafında yapılan kazı çalışmalarında 90'a yakın demir ok ucu bulunurken, alanın silah deposu olarak kullanıldığı tahmin ediliyor.
Mülkiyeti Ordu Büyükşehir Belediyesi’ne ait olan ve Doğu Karadeniz Bölgesi’nin ilk bilimsel arkeolojik kazısı olma unvanına sahip bulunan Kurul Kalesi’nde 11 yıldır süren kazılar, bu yıl da Ordu Büyükşehir Belediyesi’nin desteği ile başladı. Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi FenEdebiyat Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Süleyman Yücel Şenyurt tarafından yürütülen kazılar, Prof. Dr. Şenyurt başkanlığında 15’i işçi, 10’u arkeolog toplam 25 kişilik ekiple yürütülüyor. Çalışmalar, aralık ayının sonuna kadar devam edecek.
6'ncı Mithridates dönemine ait 2 bin 300 yıllık Kurul Kalesi'nde 11 yıl önce başlatılan kazı çalışmalarında en önemli tarihi eser olarak tahtında oturan 200 kilo ağırlığında ve 1 metre boyunda 2 bin 100 yıllık “Ana Tanrıça Kibele” heykeli ile Bereket Tanrıları Dionyss ve Pan heykeli ve hayvan biçimli dini kap olan riton bulunmuştu.
“Kurul Kalesi’ndeki çalışmaların kısa süreceğini düşünüyorduk ama kazdıkça arkeolojik doku yayıldı”
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi FenEdebiyat Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Süleyman Yücel Şenyurt, kazı çalışmaları hakkında yaptığı açıklamada, “2010 yılında başlayan kazı çalışmalarının 11’inci yılına geldik ve epey bir mesafe kat ettik. Aslında Kurul Kalesi’ni biz 35 senede kazılacak bir yer gibi küçük düşünüyorduk ama kazdıkça tepe kısmında arkeolojik dokunun yayılmaya başladığını gördük. Geçen sene ve önceki senelerde açmaya başladığımız kalenin kuzey ucundaki anıtsal yapıyı ortaya çıkartmaya bu yıl devam ediyoruz” dedi.
“90’a yakın demirden ‘ok’ açığa çıktı”
“Özellikle soğuk ve bu yıl kazı çalışmalarında sayıları 90’a yaklaşan demirden ok uçları açığa çıktı” diyen Şenyurt, “Bu sene onların toplu bir halde çıkması, daha üst seviyede çıkıyor olması, buranın bir ikinci katı olduğunu ve dönemin kaleyi savunan askerler için bir silah deposu olduğunu bize gösteriyor. Kazılar devam ettikçe belki daha alt kısımlarda farklı silahlar da bulursak bu düşüncemiz daha netleşecek. İlginç olan durum da ok uçları ile beraber 50’ye yakın pişmiş topraktan aydınlatma kandilleri bulduk. Bunların ikisinin ele geçmiş olması, bizi şimdilik silah deposu olabileceği yönünde bizi düşündürüyor” ifadelerini kullandı.
“Binanın orta kısmını bulmaya çalışıyoruz”
Prof. Dr. Şenyurt, kazı çalışmalarında rastladıkları izlere göre burada geçmişte insanların kaçak kazı nedeniyle tahribata yol açtıklarını belirterek, “Burada anıtsal yapıda duvarların 2 metreyi bulması, buranın Kurul’un en önemli yapısı olduğunu bize gösteriyor. Maalesef 1960’lı yıllarda buranın bir kısmı o dönemin kaçakçıları tarafından kazılmış, biz onların kazamadıkları yerleri açığa çıkartıp binanın bu kısmını bulmaya çalışıyoruz. Hedeflerimizden birisi de bu kuzey uçta bir kapı daha bekliyoruz. Onu da açabilirsek herhalde önemli bir ilerleme kaydetmiş olacağız” şeklinde konuştu.
“Restorasyon çalışmaları anlamında da düşünüldüğü zaman Kurul Kalesi kazıları en az 4050 yıl daha devam eder”
Prof. Dr. Şenyurt, şu ifadelere yer verdi:
“Kazılarımıza bu hızla devam edeceğiz. Zirve kısmının kazılması bu tempoyla en az 10 yıl daha devam eder. Ancak insanların beklentisi var, özellikle turistik ziyaret noktası olması anlamında gerekli güvenlik önlemleri alındığı takdirde biz insanları bizi engellemeyecek şekilde burayı ziyaret etmelerini istiyoruz. Restorasyon çalışmaları anlamında da düşünüldüğü zaman Kurul Kalesi kazıları en az 4050 yıl daha devam eder. Çünkü bu Ordu’nun o döneme ait merkezi konumundaki bir yer. Belli ki buluntuları ve mimarisi ile yaklaşık 6070 yıl boyunca bölge hakimiyeti buradan sağlanmış. Diğer bölgelerdeki kalelerin buraya bağlı olduğunu düşünüyoruz.”
Kurul Kalesi’nde yazılı belgelerin bulunması halinde o dönemdeki gerçek adını da öğreneceklerini ifade eden Şenyurt, “Kendi orijinal adını da arkeoloji ve bilim camiasına kazandırmış olacağız” diye konuştu.
12695082_10153789820874333_5229052369698098_o.jpg
1900 lü yılların başında Zonguldak
Trabzon
Genel Bilgi;
Trabzon, Karadeniz bölgesinin Samsun’dan sonra ikinci büyük şehri. Tarih boyunca da gerek ticaret yolu, gerekse de liman şehri olması dolayısıyla önemli bir kent olmuş. Uzun yıllar göç veren Trabzon’un nüfusu, bugün 800 bine yaklaşmış. Göç vermesindeki en önemli etken hiç şüphesiz Karadeniz’in geçit vermeyen dağları. Şehir batı ve doğu iki yakaya doğru büyümesini sürdürüyor. Deniz ve doğa turizmi açısından son yıllarda ünü artan kentte, özellikle yayla turizminde de büyük gelişme gözlemleniyor. Trabzon’un Vakfıkebir, Maçka, Araklı, Of, Akçaabat, Beşikdüzü, Çarşıbaşı, Arsin, Yomra olmak üzere 9 tane ilçesi vardır. Kentin etrafı yeşilliklerle çevrili olsa da, kent merkezi genel olarak kalabalık ve biraz da sıkışıktır. Ancak yaylaları, Uzungöl, Çaykara gibi doğal güzelliklerin yer aldığı beldeleri Trabzon’a gezecekleri keyifli anlar yaşatır.
İklim Bilgisi;
Trabzon’da yıl genelinde yağışlı bir hava hüküm sürer. Kışlar çok soğuk geçmese de genelde yağışlıdır. Kış sıcaklık ortalaması 5-10 derece civarındadır. Yazın ise 27 derece sıcaklık ortalaması görülür. Yazın bile yağmur yağması kent için sıradan bir durum. Şehirde oldukça nemli bir hava vardır. Kenti gezmek için en uygun zamanların yaz ve sonbahar ayları olduğunu söyleyebiliriz. İlkbaharda genelde daha şiddetli yağmurlar görünür. Denizden içerilere doğru girdikçe yani daha iç ilçelerde hava sıcaklığı biraz daha soğuk olabilir.
Önemli Yerler - Gezilecek Yerler;
Sümela Manastırı
Maçka’da çok yüksek bir tepeye inşa edilen Sümela Manastırı kentin simge eserlerinden birisi. Binlerce yıl önce böyle bir tepeye dönemin zor koşullarında inşa edilmiş olması manastırın değerini arttırıyor. 365-395 yılları arasında inşa edilmiş Manastır Maçka ilçesinde yer alıyor. Burası müze olarak ziyaret edilebilir.
Ayasofya Müzesi
Trabzon’un simge yapılarından birisi de şehir merkezindeki Aya Sofya Müzesi.1250-12560 yılları arasında kilise olarak inşa edilen Ayasofya, yüksek yuvarlak kubbeleriyle dikkat çekiyor. Burası müze olarak ziyaret edilebilir.
Boz Tepe
Şehrin kuşbakışı manzarasını seyrederken lezzetli içmek isterseniz, adresiniz Boztepe olmalı. Buranın manzarası şahane. Gündüzü de gecesi de ayrı güzel. İsteyenler demlikle satın alabiliyor.
Uzun Göl
Trabzon fotoğraflarını süsleyen doğa harikası Uzungöl etrafı dağlarla çevrili yeşillikler içerisinde harika bir yer. Burada konaklama yapabileceğiniz çok sayıda pansiyon var.
ATATÜRK Köşkü ve Müzesi
Atatürk Evi yazlık bir köşk olarak yapılmış dönemin tüm şatafatını taşıyan bir ev. Atatürk burada kaldığı için Atatürk Evi adı verilmiş, Atatürk burada mal varlığını Türk halkına bağışladığını belirten vaziyetnamesini kaleme almış. Güzel bir bahçesi de olan köşk müzeye çevrilmiş.