Tip-2 Medeniyetler: Yıldızsal Medeniyetler
Fakat daha da büyük düşünmeliyiz: Zeki ve çalışkan bir medeniyetin erişebileceği nokta, kendi gezegeniyle sınırlı olamaz! Tip-2 medeniyetlerle tanışın...
Bu medeniyetler, Tip-1 medeniyetlerden ortalamada 1 milyar kat daha fazla güç üretip tüketebilir. Bunu nasıl yaparlar? Yıldızlarının sadece 1 gezegene düşen enerjisini değil; üretiği enerjinin tamamını kullanarak! Yani sistemlerinin merkezindeki yıldızı dev bir reaktöre dönüştürerek... İşte bu nedenle Tip-2 medeniyetlere Yıldızsal Medeniyet adı da verilmekte...
Bu medeniyetler, kendi yıldızlarına ve bu yıldızların etrafında dönen tüm gezegenlere hükmetmeyi başarmış olacaklardır. Asteroid madenciliği ve gezegen madenciliği gibi uygulamalar sıradan kaynak yaratım yöntemleri haline gelecektir. Bu teknolojik atılımları besleyense, yıldızlarının ürettiği enerji olacaktır.
Şu anda Güneş'in bütün enerjisini kullanma fikri çılgın geliyor olsa da, buradaki yazımızda
da sözünü ettiğimiz Dyson Küresi gibi bir araç kullanarak, yıldızımızın etrafını saran devasa bir güneş paneli küresi inşa edebiliriz. Bu panelin topladığı enerjiyi istediğimiz gezegene yönlendirebiliriz. Böylece Mars'a, Venüs'e, Merkür'e göndereceğimiz kolonilerin bu gezegenleri Dünyalaştırması, yani terraforme etmesi için gerekli enerjiyi sağlayabiliriz. Dahası, sistemimiz içine çeşitli duraklar inşa ederek, Güneş Sistemi dışına yayılmanın hazırlıklarını yapabiliriz.
Ama Tip-2 Medeniyet'e ulaşma yolunda tek yöntem Dyson küresi değil. Daha çılgın yöntemler de hayal edebiliriz. Örneğin bir karadeliğe ulaşabilirsek, bazı yıldızları bu karadeliğe yönlendirerek, karadeliğin onları yutması sırasında açığa çıkan fotonları toplayarak enerji üretmek mümkün olabilir.
Tabii bir yıldızı istediğimiz yöne nasıl yönlendirebiliriz, bunu henüz bilmiyoruz ama unutmayın! Biz sadece 0.725'lik bir medeniyetiz. Bir farenin bizim güneş panellerimizi anlamasını beklemediğimiz gibi, bizlerin de Tip-2 bir medeniyetin kullanacağı yöntemleri ilk etapta anlaması çok güç olabilir. Örneğin belki de kara deliklere yıldız beslemek yerine, halihazırda etraflarındaki akresyon diskinde bol miktarda malzeme bulunan kara delikleri ve buradan kaçan fotonları, Penrose Süreci olarak bilinen bir olaydan faydalanarak enerji üretim reaktörlerine dönüştürebiliriz.
Tabii daha çılgın yöntemler hayal etmek de mümkün: Örneğin Yıldız Kaldırma denen bir mekanizmayla, bazı yakın yıldızlardaki madde miktarını değiştirerek istediğimiz enerji üretim seviyelerine getirebilir ve onlardan enerji üretebiliriz. Hayal gücünün sınırlarını zorladığınızda, üretebileceğiniz çözümler baş döndürücü olacaktır!
Burada dikkat etmeniz gereken şu: Elbette bunlar pratik olarak imkansız gibi gözükse de, teorik olarak mümkün oldukları sürece, uzun dönem gelecek planlarımıza dahil edilebilirler. Sonuçta bundan 300 yıl önce kimse kıtaları uçarak aşacağımızı veya Ay'da yürüyeceğimizi hayal edemezdi. Bunların her ikisi de o dönemlerde bile teorik olarak mümkündü; ancak pratik zorluklar, böyle bir çabanın imkansız gibi gözükmesine neden olmaktaydı.
Tip-3 Medeniyetler: Galaktik Medeniyetler
Ama Tip-2 Medeniyet'te de durmamalıyız. Kardashev Skalası'nın son basamağı olan Tip-3 Medeniyetler, sadece gezegenlere ve yıldızlara değil, bütün bir galaksiye hükmedebilen medeniyetlerdir.
Galaktik Medeniyet olarak da bilinen bu medeniyetler, Tip-2 medeniyetlerin kullandığı gücün en az 100 milyar katını kullanırlar. Tip-2 medeniyetlerin yaptığı her şeyi yapabilirler; ancak bunu sadece kendi sistemlerinde değil, galaksilerindeki milyarlarca yıldız sisteminin her birinde yapabilirler! Örneğin gezegenleri, daha büyük yapılar inşa etmek için yapı malzemesi olarak kullanabilirler!
Böylesi bir medeniyeti hayal etmek bile güçtür; ancak teknolojinin evriminin teorik fizik sınırları haricinde herhangi bir sınırı yoksa, Tip-2 bir medeniyet nihayetinde bu ürkütücü güce de kavuşacaktır. Örneğin insanlık olarak biz, tüm Samanyolu Galaksisi'ne hükmettiğimizde, bu seviyeye erişmiş olacağız. Tip-2 medeniyetlerin kullandığı yöntemleri genişleterek, birden fazla yıldız, karadelik ve gezegenin enerjisini bir arada sömürüyor olacağız.
Çılgın, öyle değil mi? Kaku'ya göre, eğer ki kendimizi yok etmemeyi becerirsek, bu düzeye erişmemiz en az 100.000 ila 1 milyon yıl kadar sürecek.