Civciv çanağı :Çok küçük anlamında
Dingiltokmak :Takla atma
Telesime : Nefes nefese kalmak,yorulmak
Çitme : Çifte atmak,at tekmesi
Goleşme : Dedikodu yapmak
Doleşim : Arabalara yüklenen yükün katları(bir doleşim-bir kat)
Gavzınmak : Kaşınmak
Dıgılamak : Horoz veya kaz ısırığı,saldırması
Dalamak : Genelde köpek saldırısı ve ısırığı için söylenir
Avkılamak : Avuçlamak,yoğurmak
Gavi : Kalın,kaliteli
Mökem : Güzel,muhteşem
Ülkemizde Bölgesel ve Yöresel Olarak Kullanılan Diller,Lehçeler,Şiveler, Yöresel Ağızlar ve Tarihi Gelişimi
-
-
IRLAMAK:
“Ir” veya “yır” Eski Türkçede türkü şarkı demek. Ya da türküyü şarkıyı söylemek, terennüm etmek manalarında. Irlamak, ırlanmak, ırgalamak, ırgalanmak, ırmak gibi kelimeler de hep bu kökten geliyor.
Şarkı, türkü söyleyenler kendilerini kaptırarak bazı el kol hareketleri yaparlar, ellerini bir şekilde sallarlar, ayaklarını yere vururlar, oturuyorlarsa ellerini dizlerine vururlar. Bütün bunlar söyleyenin konsantrasyonuyla ilgili olduğu kadar insanın ritim tutma ihtiyacından da kaynaklanmaktadır. Bunu gerçekleştiremediği zaman sanatçı eserin icrasında tam başarıyı sağlayamaz.
Bunun bir başka yolu da bedeni sağa sola sallamaktır. Şarkıyı ayakta söyleyenler, tıpkı bir kavak ağacının rüzgarda salınması gibi iki yana sallanırlar. Hem kavağın salınımı hem de insanın sallanması kısaca “ırlanmak”tır. Bu fiilin derinliğine indiğimizde işte bu sallanmakla karşılaşırız.Küçüklüğümde fırtınalı bir gece minarenin ırlandığını şaşkınlıkla izlemiştim. O zamanlar küçük çocuklar salıncakta ırlana ırlana büyürlerdi. Biraz daha büyükleri ise; anaları babaları tarlada çalışırken ağaca kurdurdukları salıncaklarda ırlanarak oyalanırlardı. Nöbetleşe binilen bu salıncakta biri ırlanırken diğeri de sırasını bekleyip onu ırlardı. Tuhaftır, analar sancaktaki bebeği ırlarken kendileri de ırlanırlardı. Evet bir yandan çocuk ırlanır, bir yandan da ona ninni söyleyen anne o esnada farkında olmadan sağa sola ırlanırdı. Esasında bunda tuhaf bir şey yok; bin yıl önce ninni söylerken, ağıt yakarken, mani saöylerken ırlanan anneler ırlanmaya devam ediyor. Hafif bir rüzgarı görünce ağaçlar hala ırlanmakta.
Büyüklerinize kulak verirseniz, deprem esnasında yerin ve varlıkların nasıl ırlandığını anlatacaklardır size. Onların gözünde, yer şimdiki tabirle sallanmaz, ırlanırdı.
Bizim köyde kullanılmıyor ama Anadolu’nun bazı ağızlarında kullanılan “ırgalamak” ve “ırgalanmak” fiili var bir de. Bir varlığı sallamak, yerinden oynatmak, kımıldatmak, kıpraştırmak gibi çeşitli manaları var. “Beni ırgalamaz” gibi yaygın kullanışlarına da rastlanmıyor değil. Bütün bunlar hep “ır” kökünden bugüne ulaşanlar.Bir de “ırmak” kelimesi vardı. Şu hepimizin bildiği dere, nehir anlamındaki ırmak. Bunun konuyla ne ilgisi var derseniz; ırmağın akarken çıkardığı ses bile yeter. Tabiatın dilinden anlayanlar derelerin şarkı söylediğini, yani ırlandığını bile duyuyorlarmış. Bakış açısı yani…
Hepimiz ırlanıyoruz. Irlanmadan yürüyen insan bulmak çok zor. Camiye gittiğinizde dikkat edin hocanın ırlanmadan Kur’an okuyamadığını göreceksiniz. Rahmetli dedem, sapa giderken arabada keyiflenince asılırdı bir türkü başlardı ırlanmaya(sap : Arpa buğday tarladan biçilir,taşıma işine ise sapa gitme denir ). Bakın etrafınıza siz de her şeyin ırlandığını göreceksiniz. Çicek böcek, kuş, azat orman, yavru ana, yer gök… ve insan.
Tahminlerimizin hiçbiri de doğru olmayablir. Fikir yürütüyoruz, hepsi bu :thumbsup:Bu ırlamak konusuna nereden bulaştık? yazalım hemen..Eskiden kullanılan ve yaygın olan çamdan oyularak yapılan su testilerinin ebatları farklıydı..
1-Bardak
2-ırgadı
3-Sinek
bu 3 lü çam ağacından oyma su kaplarıdır(testi) sırasıyla yazdım bildiğim kadar
Irgadı(Sinek'ten küçük,bardak'tan büyük ağaçtan oyma su kabı.Az su kapasitesi olduğunu,suyu çok soğuk tuttuğunu ve dışınada çok su saldığını biliyoruz)
Eski kayıtlarıma ulaştım,daha var yazarız :thumbup: -
Bardaktan su içmeyi unuttuk gitti,ama tadını unutmadım.Çamın reçine kokusu suya adeta başka bir lezzet verir hay mübarek olsada kap gacak içsek
-
Abdestbozma:tuvalete gitmek
Ayak yolu:tuvalet
Accık:biraz,çok az
Amansız:acımasız,laf anlamaz
Buleşik:çok ısrarcı kişi,yüzsüz kişi için söylenir
Buleşme:kişilere çatma,kavga etme
Beniz-benzi:yüz hatları için kullanılır
Bertme:bir yerini incitme,burkulma
Camış:manda
Çemkirmek:kızmak,bağırmak
Çaşıt:kötü gözlü,kötü huylu olana denir
Datdemek-datde(dehlemek-deh de) hayvanları yürütmek,yürü demek
Fistan:elbise adı
Ellik:eldiven
Evam:zayıf,hafif
Ecişbücüş:özentisiz,alelacele yapılan şey
Göçmek:daha çok ölen kişi için denir
Gavi:güçlü,kalın,sert,sağlam
Gurna:çeşme,hamam musluğu
Gıvrılmak:daha çok kısa süreli yatmak,uyumak
Gırıtmak:Hafif meşrep kadın yada kızın yürümesi
Galçıma:el yada ayaklar için fazla sudan zarar görme
Gırık:erkek yada kadının yasak arkadaşı
Helbet-elbet:onay anlamında söylenir,tabiki
Hece:evet,doğru değilmi
İt dirseği-ibdirseği:göz kapağında çıkan iltihap
İlibada:labada otu
Ilfıdan:yumurta pişirme türü
Kekiçlemek:Tırpanın(orak)kekiçle dövülmesi,keskin hale getirilmesi
Leplik:eski oyun adı ve taşa verilen ad,seksek oyunu
Le:erkeğe söylenir,adam anlamında
Mut-mutcu:bedava,bedavacı
Musaf:kuranı kerim
Paldımsız:Ayarsız davranan,duracağı yeri bilmeyen duramayan
Paldım:atların daha ayarlı hareket etmesi,güçlenmesi için takılan koşum malzemesi
Sünepe-sündük:başıboş,pis,yılışık,asalak)
Şirden:bacak arası açık ve çirkin görüntülü,çıkıntılı
Turpan-tırpan:ekin biçme aracı orak
Vızılamak:ağlamak,kişiyi sözle rahatsız etme
Yalapşap:alelacele yapılan,özentisiz
Zılgıt:azarlamak,küfür işitmekZıpçıklı:genelde erkek için söylenir,deli dolu
-
Bizim samsun ladik yöresinde kullanılan farklı olarak aklıma gelen bir kaç kelime geldi aklıma sen öyle dedin de dayı şimdi. Misal
ıranamamak: geçimsiz ve anlaşılamayan insanlara denir
ellaam: galiba
teze: henüz hemen yeni anlamlarına gelir ki çoğu analdolu şivesinde de vardır.
goya: güya,halbu ki anlamlarına gelir.
balsancak: merdiven
faraş:kürek
yivreç: iğrenilen sevilmeyen şey için söylenen anlamsız bir sözdür. Ben de anlam veremedim.
tavşiyet: bu ise genelde aslında sevilmeyen gibi görükse de sevgi sözcüğü olarak da kullanılır. Ancak çoğu kez sevilmeyen bir şey için kullanılır.
ahraz: dilsiz ve kendini ifade edemeyenler için kullandığı kadar aşağılama sözcüğü olarak da kullanıır
bıldır: geçen sene anlamına gelir.
eski pazar: bunun ne olduğunu öğrenemedim ama galiba pazartesi den önce geldiği için; haftanın pazar gününü tarif etmek için söyleniyor.
erincöğ: bu ise genelde tembel veya bir işi yaparken erinen insanı tarif etmek için kullanılır. Misal bizim ahmet çok erincöğ bir işi bitiremedi. gibi
keküllü: yazılışı bununun gibi olsa da telafuz olarak tekullu tarzı bir şey olarak söylenir yöresel ağızda ve anlamı: sevigili,yar, aşık olduğun kız anlamına gelir.erkek açısından yani.
şimdilik bu kadar daha sonra kendi yöremle alakalı cümlelerin okunuşlarını da yazacağım bir sonraki yazımda sizler de kendi yörenizdeki değişik kulağa hoş gelen yöresel ağızları lehçe ve dilleri buradan akratabilirsiniz... iyi seyirler -
:ehuehu: :ehuehu: Hah şöyle gel dayının yanına hele.Güzel dilimiz şivelerimiz var..Hem bilgi olsun hemde gülümseyelim :alkis: :alkis:
-
Yameç: Yokuş anlamında kullanılır.
Yamıç : Kalça(yamıcım ağrıyor) gibi
Yamıcıma gel demek ise "yanıma gel"anlamında -
Tekrarladıklarım olabilir,kusura bakmayın ^^
Sinmek:saklanmak
Cingen böreği:kuru ekmeklerin üzeri ıslatılır,haşhaş ve biber ekerek kızartılır
Ankara peyniri:sadece tuz biber karıştırılır ve taze ekmek banılarak yenir.Eskiden öğün atlatmak için sıkça yenirdi
Göde:yabani güvercin
Küle:üzerinde et döğülen ağaç kütüğü
Haşeş karması:Haşhaş su ve şeker karıştırılır
Söbü:yuvarlak olmayan,şekli bozuk yassı
Firenk:kilit
Pontur:pantolon
Ümük:boğaz-gırtlak
Cenevi:göğüs
Satsı:tadı tuzu kıt olan
Tabsı:tadı bozuk olan
Çift:tarla sürmek
Gusülhane:banyo
Tümme:bir yerin şişmesi
Dıngil:göremeyen,ayarlayamayan
Gapıt:Kalın kumaştan yapılan uzun ceket,pardesü
Boyhane:at-eşek ile çalışan küçük değirmen
Hontumuş:yaşlanmış,zamanı geçmiş
Çilbir:yular ucu
Yoşarık:hafif aydınlık
Ağartı:süt-yoğurt-peynir
Aygırhane:at eşek kapatılan yer,ahır
Tosbağı:kaplumbağa
Hatıl:karışık kabarık saç,dolaşmış
Şimşir:sert temiz parlak
Seki:toprak ve taştan oturmak için yapılan divan
İzansız:dengesiz,ayarsız,laf anlamayan
Dübülek:büyük tencere -
Buna bayılırım,özü sözü çok anlamlı
--"Tatta tapırtısına gitmek,YANİ tahta gürültüsüne gitmek" Anlamı "BİR KONU HAKKINDA BİLMEDİĞİ HALDE,KONUYA KARIŞMAK,MÜDAHALE ETMEK"
Bir tane daha yazalım,buda mükemmel duyanlarımız vardır sanırım.
--"Suçu gelin etmişler,kimse güvey girmemiş" bazen de "yalanı gelin etmişler,kimse güvey girmemiş"diye kullanılır.
İşte dilimiz ve güzelliği.Ne kadar öz ve açıklayıcı.Devam edelim bir güzel daha var hemen ekleyeyim,
-"Kaynanam ölsün ben ayakta un elerim" (şimdi belki kolaydır ama eskiden karadeğmen unu ıslak olurmuş ve elekten zor geçermiş
Eleğin içine kadınlar sabun,bıçak,kaşık vb.şeyler atarak elek gözlerini açmaya çalışırlarmış)
Carcur : Fermuar (bu da on numara neymiş o? FERMUAR,CARCUR işte :thumbsup: -
Yağırnı:sırt
Yatsılık:geç saatlerde yemek,içmek
Badas:harman döküntüsü,tahıl,saman,toprak karışımı
Bükmek:döndürmek,sıkmak
Tokeç:çamaşır yıkamak için kullanılan ağaç
Biz:ucu sivri çivili sopa,bıçak ile oynanan eski bir oyun
Kesik:sütün kaynarken bozulması ile elde edilen
Irlangeç:salıncak
İşgil-işgillenme:şüphe,şüphelenme
Netameli:uğursuz,aksi giden iş
Sivtinmek:kaşınmak
Şalak:karpuz
Büngüldemek:su için kullanılır,çok güçlü akmak,fışkırmak
Eşinme:bir şeyi karıştırma
Garmak:genelde su kullanılarak yiyeceklerin karışması-yal,haşhaş,kepek,yem
Sünmek : Uzanmak,uzamak -
Nenem rahmetli çok kullanırdı,kizsada,guldese de
"Vay sakalı agarasica"derdi.
Çok anlamlı aslında.Cok yaşa,omrun uzun olsun anlamında kullanılır.. -
Eza:kibrit,
Eza birde tırnak kenarlarında kalkan deriye denir
Zağar:küçük boylu,ufak
Motur:traktör
Kele:yetişkin dana,acemi öküz
Lula:borudan çeşme ağzı
Kürs:karın bir yere yığılması sertleşmesi
İlik:düğme
Çırpma:silkeleme,başın sıkarak toplanması
Şarpı:eşarp
Zöğümlü:burnu havada,kendini beğenmiş
Dilbaz:laf bilen,çok konuşan
Mugallit:komik,şakacı kişi
Kekrimsi:tadı acıya çalan içecek
Kelik:arka tarafları kesik lastik ayakkabı
Laylon:naylon
Gavzınmak:kaşınmak
Gıvzınmak:bir yerde dönüp durmak
Öndüç:ödünç
Debirdek:trampet
Süsme:yüz üstü kayarak düşmek
Şabbaz:çalışkan,iş bilen
Öğürmek:kusmak
Hayat:üstü kapalı ev girişi
Talis:dokuma çuval
Harar:kendirden-kıldan dokunma büyük çuval
Öküz öldüren:çok ağır -
El olağım evde kaldı:tembel kişi için denir
İçi akdört olmak:mide bulanması,tiksinmek
Yılan eniğini kaybetse bulamaz:dağınık ev için söylenir
Fasdaklama:işi özentisiz yapma,kolaya kaçma
Hengame:Karışık ortam,durum-iş çokluğu
Sacırak:saç ayağı
Palaspandıras(alelacele
Musallat:birine çatma,uğraşma
Barı:ağaç dalları vb.şeylerle sınır çizme,duvar meydana getirme
Çiğmer:sert kaya parçası
Duluk:yanak,çene
Sumsaklama:yumruk atmak
Gınnap.kendir ip -
Dürü:düğünlerde akraba ve dostlarına dağıtmak için hazırlanan hediyeler
Yonga:küçük ağaç parçası
Oyurgama:elbise çamaşır dikme,acele dikme,yama yapma,
Eşirgenme:birine yada bulunduğu yere alışma,uyum sağlama
Dınılamak:bağırmak,gereksiz konuşmak
Gabçık:bazı hasat ürünlerinin boşaltılmış dövülmüş hali(haşhaş,güneaşıki gibi)
Yeğnilmek:hafiflemek,rahatlamak
Dalbınmak:acele yıkanmak suya girmek
Yalak:hayvanların su içme yeri,pis insan için de söylenir
Yayan yapıldak:acele yola düşme,hareket etme
Ebdiş:taş oyunu beş taş
Zobi:saklanbaç oyunu
Vıddik:saklanbaca benzeyen bir başka oyun(kendi takımından olanı,yakalanmadan kurtarmak)
Nasılleyin: hayret nasıl oldu?nadir olan şeye denir
Göğerme :morarma
Göverçile:rutubet
Irzı kırık: namussuz,kötü huylu
Kadın gibi:bir işin güzel yapıldığını,güzel olduğunu belirtmek için kullanılır -
Yalak bizim orada hayvanların köpeklerin özellikle yemek yediği kap olarak atfedilmekte ve yalaka sırnaştık kişilere de kullanılır