Haberler,Hikayeler,İlginç Bilgiler,

    • Resmi Gönderi

    havalarinsesi.com/attachment/12144/


    ÖLÜDENİZ'İN HİKAYESİ

    Rivayete göre eski zamanlarda bu bölgede sefer yapan genç bir denizci günün birinde Ölüdeniz'in açıklarında fırtınaya yakalanmış.


    Azgın dalgalardan teknesini ve canını kurtarmak için çabalarken, kıyıdaki kayalıkların üzerinde kendisine işaret vermeye çalışan birini fark etmiş. Son bir umutla, kayalıkların tehlikeli olabileceğini düşünmesine rağmen küreklere asılmış ve kayalıklara yaklaşmış.


    Bir süre sonra o kayalıkların arasında denizin bir boğaz yaptığını ve köpüklü dalgaların yerini sakin sulara bıraktığını görmüş. Canını kurtaran kişinin genç ve güzel bir kız olduğunu anlayınca, yüreği bu kez başka türlü kabarmış. Aşık olmuş bu güzeller güzeline.


    Belce isimli genç kız da bu aşkı karşılıksız bırakmamış. Onun da gönlü yakışıklı denizciye düşmüş. Genç adam o günden sonra her seferinde sevdiğini görmek için Ölüdeniz'in kayalıklarına dümen kırmış. Belce de hep kayalıklarda onu karşılamış.


    Genç denizci babasıyla birlikte çıktıkları bir başka seferde yine aynı yerde fırtınaya yakalanınca, o bildik korunaklı boğaza tekneyi götürmek için yine kayalara yönelmiş. Ancak babası oğlunun kayalıkların üzerinde bekleyen genç kıza yaklaşmaya çalıştığını sanmış ve bunun tehlikeli olacağını söyleyip tekneyi ters yönde uzaklaştırmaya çalışmış. Oğluna da çok kızmış. Genç denizci ne dediyse, babasını inandıramamış; aralarındaki tartışma da şiddetlenmiş. Birbirlerine güç yoluyla hükmetmeye çalışırlarken genç adam babasının bir darbesi ile suya düşüp, azgın dalgaların arasında kaybolmuş.


    Bu olaya tanıklık eden güzel Belce bunun üzerine kayalıklardan kendisini aşağıya bırakıp, canına kıymış.


    Baba yaşadıklarından duyduğu acıyla şoka girmiş. Yönetimsiz kalan tekne dalgaların ve rüzgarın etkisiyle tam da o boğaza sürüklemiş. Adam boğazın ve içerdeki lagünün durgun suyunu görünce, bir kez daha acıya boğulmuş. Hem oğluna hem de canına kıyan o güzeller güzeli Belce'ye içi yanmış, kahrolmuş.


    Bu olaydan sonra o durgun suların olduğu lagüne Ölüdeniz, hemen yanı başındaki kumsala, biraz da yazık oldu dercesine, Belcekız demişler.

    • Resmi Gönderi

    Elma sirkesi, sivilce oluşumuna neden olan tıkalı gözenekleri temizlediği, cildin yağ üretimini dengelemeye yardımcı olur. Bu sayede sivilcenin önlenmesinde kullanılabilen bir besindir. Sirke; Akne gibi bazı bakteri üremesi ile artan bazı cilt sorunlarının tedavisinde destek olarak kullanılabilinmektedir.

    Ben bizzat denedim 5 gün gibi kısa bir sürede sonuç veriyor.

    • Resmi Gönderi

    Güzel bir bilgi EKLEYELİM


    Parmakla mesafe ölçme

    En çok kullandığımız ölçü birimimiz karış, kolları açıp oluşturulan metre ve tahminlerimiz. Bunun yanına bir de parmak eklendi. Karşıda duran herhangi bir şeyin, parmağınızla tam net olmasa da, ne kadar uzaklıkta olduğunu ölçebiliyoruz.

    parmak ile mesafe ölçümü yapmak.

    havalarinsesi.com/attachment/12153/

    adım 1:

    başparmağınızı kaldırıp elimizi yumruk yaparak, başparmak gözlerimizin arasına gelecek seviyede sağ kolumuzu uzatıyoruz.

    adım 2:

    ölçeceğimiz uzaklıktaki bir cismi seçiyoruz, mesela bir otomobil. farklı şey de olabilir. önemli olan standart boylarda olan cisim olması.

    adım 3:

    sol gözümüzü kapatıyoruz ve otomobilin sağ uç noktasına getiriyoruz parmağınızın ucunu. ardından sağ gözümüzü kapatıyoruz ve arabanın eski haline göre sol tarafa gittiğini görüyoruz. şimdi eski ve yeni konumu arasında kaç arabalık mesafe olduğunu tahmin ediyoruz.

    adım 4:

    gelelim işlemlere. iki gözünüzün arası ortalama 10 santimetre. baş parmağınız ile gözlerimiz arasındaki mesafe kolumuzu uzunluğu ile hemen hemen aynı. kolumuz da 90 santimetre. arabanın yandan uzunluğu 400 cm, önden görünümde uzunluğu ise 200 cm. benim ölçümümde araç yandan görünüyordu. sağ ve sol gözlerimle gördüğüm araçların(aynı araç ikisi de) arasındaki fark 5 arabalıktı.

    geometrisi ve çözümü ise;

    havalarinsesi.com/attachment/12152/

    basit bir geometrik benzerlik.

    burada iki göz arası mesafenin, kol uzunluğunun veyahut referans cismin ölçümleri arasında ufak oynamalar tolere edilebilir çünkü kesin bir ölçüm değil. 900 metrelik yeri göz kararı bu yöntemle 820 metre, 3000 m yeri aynı yöntemle 2650 metre ölçmemiz yeterli yöntem için başarılı bir sonuç oluyor. bu yöntemi keskin nişancılar çok kullanır. aradaki mesafeyi bilip atış yapması, nişancı için yüzde yüz başarıdır. tabi çoğumuz nişancı değiliz ama geniş alanlarda mesafe ölçümü için bulunmaz bir nimettir.

    not: askeriyede akılda kalıcılığı artsın diye, iki göz ile denediğimizde aradaki araç farkının gerçek uzunluğu çarpı 10 yapılıyor. tabi buradaki 10kol uzunluğu / iki göz arası mesafe. yani herkes için aynı uzun için de kısa için de. ama bu yolla ezberlemek istersek kendi kolumuzun uzunluğunu ve iki göz arası mesafemizi çıkartıp, bölüyoruz. 10 yerine bu sayıyı kullanıyoruz. üstte dediğim gibi göz kararı ölçüm yaptığımız için 10 sabiti de kullanılabilir. ihtiyacımız olan mesafeyi düşük yüzde sapma ile yine verecektir. ben ispatını yaptim yukarıda. ciddi ciddi ufkum iki katına çıktı. artık uzakta gördüğüm her yeri ölçüyorum. tabi ulu orta parmak kaldırmak kötü oluyor dikkat etmek gerekir.

    Alıntıdır

    • Resmi Gönderi

    Uzay mekiklerinin uçuş sistemi

    Mekiklerin rampadan kalkmasını, mekiğin yanlarındaki katı yakıtlı iki roket ve mekiğin arkasındaki sıvı yakıtlı üç motor sağlar. Mekik ve yakıtların toplam ağırlığı 2 bin tondur. Katı yakıtlı roketler, kalkış için gereken gücün yüzde 70’ini sağlar. Katı yakıt; yüzde 16 toz alüminyum, yüzde 70 amonyum perklorat, yüzde 0,2 demir oksit, yüzde 12 polibutadien-akrilik asit-akrilonitril terpolieri ve yüzde 1,8 epoksi reçinesinden oluşur.

    Katı yakıt roketleri, yakıtları tükenince mekikten ayrılıp paraşütle yere indikten sonra tekrar kullanılabilir. Sıvı yakıtlı motorlar, sıvı hidrojen ve sıvı oksijen karışımının yakılmasıyla gücün yüzde 30’unu üretir. Sıvı hidrojen ve sıvı oksijen tüpleri, mekiğin alt kısmına bağlı olan portakal renkli yakıt tankının içindedir. Yakıt tankı; alüminyumdan yapılmış olup boyu 48 metre, çapı 8,4 metredir.

    Tankın dışındaki izolasyon malzemesi 25 milimetre kalınlığında portakal renkli köpüktür. Motorlar ateşlenince sıvı hidrojen dakikada 66,6 ton hızla akarken sıvı oksijen de dakikada 179 ton maksimum hızla akar. Kalkıştan 6,6 saniye önce sıvı yakıtlı motorlar ateşlenir. Kalkış anında katı yakıtlı motorlar ateşlenince mekik havalanır. Kalkışın ikinci dakikasında mekik 45 kilometre yukarıya ulaştığında katı yakıtlar yanmış olur ve roketler mekikten ayrılır. Sıvı yakıtlı motorlar kalkıştan 8,5 dakika sonra durur ve portakal renkli yakıt tankı mekikten ayrılır.

    Kalkışın 10,5. dakikasında sıvı yakıtla çalışan yörünge manevra motorları ateşlenir ve uzayda alt yörüngeye girilir. Bu iki motor mekiğin kuyruğunun yanlarındadır. Bu motorlarda, monometil hidrazin ve azot tetraoksit karışımı yakılır. Yüksek yörüngeye çıkarken manevra motorları tekrar ateşlenir, hız saatte 28 bin kilometre iken yerden 400 kilometre yukardaki yörüngeye yerleşilir. Dönüş için manevra motorlarıyla hız yavaşlatılır.

    Atmosfere girerken mekik aşırı derecede ısınır. Gövdesi ısıya dayanıklı seramiklerle kaplandığı için sıcaklık içeriye yansımaz. Mekik komutanı mekiğe, bir planör gibi S şeklinde manevralar yaptırarak hızı düşürür. Yere inince mekiğin arkasında açılan paraşüt ve frenler yardımıyla mekik durur.

    • Resmi Gönderi

    Eren bu nedir,ne değildir ?

    İşleyen bir skorbord var ama tam anlamadım.

    Plastiğin ömrü mü? Bugün atsak ne kadar zamanda mı yok olacak?

    İngilicce bilmem ben:)

    • Resmi Gönderi

    Eren bu nedir,ne değildir ?

    İşleyen bir skorbord var ama tam anlamadım.

    Plastiğin ömrü mü? Bugün atsak ne kadar zamanda mı yok olacak?

    İngilicce bilmem ben:)

    Evet

    • Resmi Gönderi

    Küçük Buzul Çağı-Osmanlı İmparatorluğu-Dünyada:




    1—Osmanlıda Küçük Buzul Çağının Etkileri:




    1--Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu’nun tarih kitaplarında yer alan bilgileri de göz önünde bulundurarak derlediği bilgiye göre, Küçük Buzul Çağı’nda Osmanlı İmparatorluğu topraklarında gerçekleşen önemli meteorolojik olaylar ve sonuçlarına ilişkin listenin bir bölümü şöyle:




    1--1368 (14 Ağustos) - Meriç Nehri taştı.




    2--1431 - OsmanlI’da kıtlık 1490 (4 Temmuz) - İstanbul’da kasırga meydana geldi.




    3--1563-1564 (20 Eylül) - İstanbul’da büyük su baskını




    4--1565 - Anadolu’da kıtlık




    5--1565-1567 - Osmanlı buğday ihracatını yasakladı.




    6--1585 - Ocak ve Şubat aylarında İstanbul hiç yağış almadı.




    7--16. yy sonu - Anadolu’da Celali İsyanları başladı.




    8--1621 - Şiddetli kış. Boğaziçi dondu ve kentte kıtlık başladı.




    9--1667 (28 Temmuz) - Mısır’da kasırga.Yağan iri taneli dolu nedeniyle havadaki pek çok kuş ile birlikte yeryüzünde birçok hayvan telef oldu.




    10--1690 (18 Mayıs) - İstanbul’da fırtına.Haliç’te gemiler battı, 500 kişi öldü.




    11--1755 (12 Temmuz) - Büyük İstanbul yangını 1849 - İstanbul’da kışın 20 gün aralıksız kar yağdı. Çekmece Gölü dondu, Eyüp-Sütlüce arası buz tuttu.




    12--1873-1874 - İç Anadolu ve Balkanlar’da kuraklık, seller ve kıtlık




    1.1--Nihayet Küçük Buzul Çağı’nm bitimiyle birlikte, 1800’lerin sonlarında ısınma eğilimi başladı ve bu ısınma 1940’lara kadar devam etti.




    2—Dünyada Küçük Buzul Çağının Etkileri:




    2.1--Brown Üniversitesinden bir grup araştırmacının 2011 yılında Proceedings ofthe National Academy of Sciences’ ta yayımlanan çalışmasına göre, küçük buzul çağında -bu sert koşulların Vikingler’in yerleşim bölgelerini terk etmesinde önemli payı var.




    2.2--Soğumanın yaklaşık 1100 yılında başladığı ve 8 yılda 4°C düştüğü tespit edilmiş.




    Enlem faktörü nedeniyle kısa olan ürün yetişme devresi bu soğuma sonucunda daha da kısalmış ve bir müddet sonra deniz buzullarının kapladığı alanın genişlemesine bağlı olarak viking topraklarında tarım olanaksız hale gelmiş.




    O zamana kadar ılıman koşuların hüküm sürmesi nedeniyle daha çok tarıma dayalı beslenen ve bu nedenle deniz canlılarını avlama becerileri Eskimolar kadar gelişmemiş olan Vikingler açlıkla karşı karşıya kalmış.




    Diğer yandan soğuma vikingler için ulaşımı ve Avrupa kıtası ile ticareti de zorlaştırmış. Sonuç olarak göç etmek zorunda kalmışlar.




    2.3--Küçük Buzul Çağı’nm olumsuz koşullarından etkilenen bir diğer bölge ise Avrupa’ydı.




    1315-1317 yılları arasında gerçekleşen ve milyonlarca insanın yaşamını kaybetmesine neden olan Büyük Kıtlık şiddetli yağışların ve daha serin yaz mevsimlerinin bir sonucuydu.




    2.3.1--1322 yılma kadar kendine gelemeyen Avrupa’da bu süreçte suç oranında artış, salgın hastalıklar ve toplu ölümler görüldü.




    2.3.2--1709 kışı, Fransa’da çok sayıda insanın ölümüne yol açacak kadar sert geçmişti.




    2.4--1788 yılında ise Fransa’nın kuzeyinde yaşanan ağır bir kışın ardından Mayıs, Haziran ve Temmuz aylan aşırı sıcak geçmiş, tahıl taneleri kurumuştu.




    Hasat zamanına denk gelen 13 Temmuz günü yağan beklenmedik bir dolu da kalan ekinleri tahrip etti.




    1788'deki bu verimsiz hasat dönemi belki de zorlu iklim koşullarıyla mücadele eden halkın sınırlarını zorlamıştı.




    Dönemin gerilimli siyasi ortamına bir de açlık eklendi. Sonuç? 1789 yılı, Fransız İhtilali meydana geldi.






    3—Küçük Buzul Çağının Nedenleri:




    3.1--Ağaçların büyüme halkaları ve buzul örneklerinden elde edilen verilere göre,




    3.1.1--Küçük Buzul Çağı sırasında gerçekleşen soğumanın başlıca nedenleri Güneş etkinliklerinin azalması ve volkanik faaliyetlerin artışı olarak saptanmış.




    3.2--Ağaçların büyüme halkalarından elde edilen kanıtlar, son 600 yıl içinde Kuzey yarıkürede en soğuk yılın, 1600’de Peru’daki Huaynaputina Yanardağı’nınn patlamasından hemen sonra, 1601 olduğunu gösteriyor.




    3.2.1--Benzer şekilde Pasifik’in güneybatısındaki Kuwae Yanardağı’nm 1452 yılındaki etkinleşmesinin ardından 1455 yılının çok soğuk geçtiği biliniyor.




    3.2.2—1815 yılı Nisan ayında Endonezya’daki Tambora Yanardağı’nın patladığını, bunun ardından 1816 yılının “yaz mevsimi yaşanmayan yıl” olarak tarihe geçtiğini söylemiştik.




    4—Sonuç olarak güneş etkinliklerinin azalması ve başlıca etkin olabilecek yanardağlardan lav püskürmesine bağlı atmosferin sülfürle kaplanması dünyanın küçük buzul çağına girmesine yeterli olabilir